mutluyum demişsin
yağmurda yağıyormuş hafiften
bir ara uzaklara dalıp çayını soğutmuşsun
gelenler söyledi...
aslında zor olan ne biliyor musun
hep erken kaybeder en sevdiğini insan
ve sonra
bir daha anlatamazsın derdini kimselere
ateşler içindeyim sevgin ve hasretinden
bazen kefensiz bir gece mi
yoksa
sonsuz bir yarın mı geçerdi üstümden
sorardım ızdırap çeken ruhuma
yıldızların ağında
umutsuz son bir çırpınıştı bu galiba
sonra sesinin gurbeti gelirdi aklıma
birden değişirdi yüzüm
her gece yarısı meçhul bir yabancı gibi
seni aramaktan gelirdim
yosması bol bu kentten
derin bir boşluk sokulurdu
kör bir bıçak gibi ciğerlerime
sensiz günler kalbimde b/atıyordu sanki
öyle çok canım yanardı
ki kana kana susardım
artık nefret ediyorum anlamsız imgelerden
boş söylemlerden
ben böyle yalnız ağlamayı kendim istedim
kervanlar yükünü alıp çoktan geçti
ben böyle yalnız ölmeyi kendim ögrendim
zamanla kendi kendinin celladı oluyor insan
bu yalnızlık inan çok fena
hani bir hayat söküğü
kırk yerinden kırk yama
bir yarım kalmışlık vardı kalbimin ortasında
nihayet buldum diğer yarımı
bir avuç toprağın ç/ağrısında
(
Çağrı başlıklı yazı
ACZ tarafından
16.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.