ey acıyı yüreğinde devşirip
içinde dert dağı büyütenler
dudaklarında ki son buseyi naftalinleyip
toprağa çeyizlik eyleyenler
kalabalıkların ıssızlığını kuşanan
içi dışı bir yalnızlar
kırılmış dallar
birbirinden ırâk şehirlerin ışıkları
sıkılmış yumruklar
sürgün kalplerin lehçeleri
bend arayan çılgın ırmaklar
boş meydanların isyanları
uzun hikayelerin suskun çığlıkları
kervanı yağma edilmiş
söz tüccarları
mürekkebin zehrini damarlarında arıtanlar
ey
başka bir yüreği
kendi ruhuyla beraber
vuslata taşıyanlar
dertleri kadar mükafatlandırılsalar
yine de
kendine en büyük yarayı açanı isteyecek
sevda elçileri
gecelerin en mahrem saatinde
kendilerine gülden dâr ağaçları arayan
çile yolcuları
kalemden öte
söz bitip sükûta döndüğünde
kapıdan kapıya
döndüğünde devran
bilindi ki
kaderi değiştirmek ancak kaderi bilene hâs
bir avuç toprak kat
ve düşün çamur acizliğinden
yarayı verene
merhametin merhametine sığın
yusuf sabrını kalbine bas
ki
her şeyin bilindiği katta
ne bir eksik ne bir fazla
seslen en güzel isme
Yâ Hâyy
Yâ Hâyy
(
Ya Hayy başlıklı yazı
ACZ tarafından
17.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.