Sevgi Ufuklarında İnanç Güneşinin Sabır Işıkları
Dolunay altın bir tepsi gibi lacivert gökte asılı dururken; önünü bulutlar kapatmaya çalışsa da, dolu dolu yaşanmış güzelliklerin geleceğe dair yazgısı karartılamaz. Taşlar yerine otururken, kopup geldiği diyarların yerleşmiş düzenlerinin vaveylası elbette yürek sızısıdır. Bir düzenin intizamı, yılların usta ellerinde şekillenmiştir. Düzen; yavaşlatılmış hayatın ince ahengi. Ve asıl olan ahenktir.
“Pencereden vuran dolunay ışığının aklığı,
Gecenin hoşbahtlığına hoştan zerrecikler kondurur.
Dünyanın başına serpilen yıldızların parlaklığı,
Sarımtrak bir közerme kıvraklığında yüreği doldurur.”
Dolunay altın bir tepsi gibi lacivert gökte asılı dururken; önünü bulutlar kapatmaya çalışsa da, dolu dolu yaşanmış güzelliklerin geleceğe dair yazgısı karartılamaz. Taşlar yerine otururken, kopup geldiği diyarların yerleşmiş düzenlerinin vaveylası elbette yürek sızısıdır. Bir düzenin intizamı, yılların usta ellerinde şekillenmiştir. Düzen; yavaşlatılmış hayatın ince ahengi. Ve asıl olan ahenktir.
Pak yüzlü dolunayın cemre muştulu aydınlığı; gönüllerin karanlıkta kalan yarısını şefkatle sarmalarken, mağrur kenarda kalmışlığın yorgunluğu eflatun ninnilerden medet umar…
Gece yarısında sevgi özlemlerinin dolunaya umut cemetmesi, dolunayın güneşin can suyuyla dolması, huzurlu hayatların özünü kıdemler. Tutkular, ayışığıyla yıkanır; duygu tellerinden süzülerek can odunda kaderlenir. Hayatın kalbini ellerinin arasında tutan zaman; hayat sahibi canları da tezgâhında işler. Bu işlemişlik, dönüşü olmayan bulvarlarda silinmeyecek izler bırakarak tablovari şafaklara bağlanır.
“Güzel gecenin menevişli gözlerinde duman duman sevgi tüter,
Görkemli doruklar, mükemmel yüreğine şavklar istifler.”
Şafak tazeliğinin sessizliğinin, bir kaptan diğerine boşalan su sesi gibi dinlendiriciliğinin ve gizin güne fişeklediği enerji, hayat sevincinin gerçek potansiyelidir. Böylesi anları anılarında artırmış ademler; ahenkli alemleri adetlemiş aslanlardır.
Şafak sonrası taze sabahtır. Eli kulağında taze sabahlar; karanlığın eridiği, renginin ve gerçeğinin canlılık belirtilerine yerini terk ettiği görkemli doruklardır.
Görkemli doruklar; mükemmel yürek yaylalarının bütünleyici ve birleştirici unsurlarındandır. Mükemmel yüreklere sahip, gönül yarenliğinde oyalanan canlar; hayatın/zamanlarının her anını, hava geçemeyecek sıklıkta ve göz kamaştıracak şıklıkta doldurmuşlardır. Bu boşluğa tahammülsüzlük; mükemmel olmada mühim bir detay ve de önemli bir atılımdır. Lakin seven insan; gönlü sevgi korundan pay almış birey, mükemmel olmaya gereksinim duymayacak yetkinlikte üst katmanlara ulaşmış, hayatı sevinç kaynağından renklendirmiş pınarlardır.
Hayata renk katmak, hayat sevincine dirilik ve süreklilik kazandırmak varlıkta can suyudur. Hayat sevincine yapılan yatırım insana yapılan yatırımdır. İnsana yapılan yatırım ve ona kazandırılan güzellik, dünyayı değiştirmeye özgünleştirilmiş çeşniler manzumesidir.
“Pencereden vuran dolunay ışığının aklığı,
Gecenin hoşbahtlığına hoştan zerrecikler kondurur.
Dünyanın başına serpilen yıldızların parlaklığı,
Sarımtrak bir közerme kıvraklığında yüreği doldurur.”
Sevinç; sevginin coşku hali ve türevidir. Sevgi, ruhen gelişip serpilmeyi semizleyen ziyafettir, şölendir. Sevginin en büyük payandası inançtır. İnançla kanatlanmış ve inançla gürbüzleşmiş sevgi; eylemleşerek etkisini artırır. Yüreğin ne kadar inancı varsa o kadar sevgisi vardır. Sevgi; inanç yelpazesinin ışık tayfı zenginliğinde ve gökçül atmosfer genişliğinde yayılmışlığıdır.
Sevginin diğer bir payandası/dayanağı sabırdır. Sabır dağının doruklarında ise sevginin kuş tüyü yumuşaklığındaki rahatlatıcılığı vardır. Sabrın tahammül ötesi takatinde sevgi cıvıllığı hükümrandır. Sevginin kendisi tükenmez; potansiyeli hiç bitmez. Eskortları inanç ve sabır ise sombahar mevsimlerinin meltemlerine yoldaşlık yapan görünmeyen güzel bitkilerin canlandıran kokularıdır.
İnsan duygularıyla diğer hayat sahiplerinden ayrılır ve her insanda güçlü duyguların kanaviçesi harmanlanır. Duyguların içinde sevginin güçlenmişliği kişiyi farklılar ve mükemmeller. İnancın dozu arttıkça da sevgi safileşir ve karşılıksızlaşır. Karşılıksızlaştıkça da sevgi sahibi kahramanlaşır ve ululaşır. Sevgi kendini taşıyanı zindeleştirir ve gençleştirir. Kişi, yüreğinde sevgiyle yaşlandıkça ve yıllandıkça gençleşir. Tatlı ve ateşli sevgi servislerinin enerji duyarlılığı, dolulanmış yaşam kadehlerine can katar.
Ve sevgi; duyumsanmaktan, başkalarına duyumsanmaktan aynı zamanda yüksek dozda ifadelenmekten haz duyar. Kullanıldıkça ve ifadelendikçe dünyanın artan en güzel nesnesi olma özelliğiyle barizleşen sevgi, canlılık ve hayat iksiridir. Sevgi bir duyu, bir duygu, bir vurgu eylemi…
Cemrelerin ardı ardına kış mevsimini kuşatarak sombahara mayalamasını, yürekleri paralelleyerek sevgi cemrelerinde safbaharlara zincirlemeli. Hem acilen, hem de azat olmayacak bir kavilikte sağlamca.
Lütfen cemreli yüreklerin, sombaharlı kırlardaki hıdrellez pikniğine randevusunu unutmayın.
S. Edip Yörükoğlu
(
Sevgi Ufuklarında İnanç Güneşinin Sabır Işıkları başlıklı yazı
s.-edip-yoru tarafından
9.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.