kırılıp düşmüş incecik
bir dal mıdır belalı yanım
durmaksızın ölüm devşiren
her zerremden isyanla fire veren
sessizlik kurşun gibi tane tane
ürpertir insanı kuşlukta
ağıt isteyen kan
ve yarım kalmış her bir dua
bilek damarlarımdan son umudumu da kesince
susturmak ister çığlığımı ölümün sesi
oralı bile değilim artık inan
sen göğünü örtmeden
bir avuçta olsa
topuklarım yer tutsun yeter gittiğin yerde
bir yara var ki içimi durmaksızın deşen
gitmek sanki yâlın bir bıçak
gitmek sanki her soluğumda bir yağmur
anlamıyorsun
neden geciktiğimi delik deşik ve de yorgun
bir şeyler var anlatamadığım
durmadan aklımı kemiren
bir şeyler var
yarım yamalak bir türlü tamamlayamadığım
bir yarımda eksik kalıyorsun hep
ağlayan bir rüya gördüm dün gece düşümde
sen hiç ağlayan bir rüya gördün mü düşünde
sonra
gamzelerini öptüm bakıp geceye
takvimler de sevimsiz neşe öksüzü mevsim
gün çoktan ağardı üstüme
şakaklarımdan çoğalıyor artık
o korkunç
dayanılmaz sancılı işkence
yine mi yenik başlayacağım
taze ekmek gibi kokan
olmadığın bir güne
uğramaz sevinç /ben artık mutsuz bir adam
sana değmez bir zaman
hiç gibi bir an
an gibi bir hiç
yıkıntılar ardında
bir yol ayrımındayız
ey kalbimin faili
yırt ardımdan
sana yazdığım her şiiri
artık sorma nasıl acıttığını
sorma nasıl yıktığını
sorma kimseye nasıl yaktığını
sonra görür dayanamazsın
sana elveda
bana hoşçakal
15:38
şimdi/öylesine
(
Sana Elveda başlıklı yazı
ACZ tarafından
13.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.