Silinen hatıraları not aldığım tozlu defterdeki
gülümsemelerin yerini acılara bırakmasıyla kahrolmuştum bir zamanlar ve o
zamanları atlatalı çok olmamıştı. Efkarlandırırdı hatıralar yakardım bir sigara
yüreğime yarasın diye. Kalbe zararını herkes bilir ama yüreğe yararını pek
kimse bilmezdi. Güçlü kalmaya çalışmam, aman Allah’ım ne kadar da zordu ama
başarmıştım. Duygularıma söz geçirebilecek kadar güçlüyüm lakin onların gücü de
beni yoracak kadar var. Zorla bastırdım kalbin sarayındaki duygu ayaklanmasını.
Duyguları galeyana getiren hatıraları da hatırları var diye idam ettirmedim. O
kadar yaşanmışlık ve ahid vardı aramızda. Kolay mı yılların tarih notlarını
düşen tarihçileri öldürmek, yakmak, asmak... İzmaritler bastım suratlarına
defalarca, yaralarını sarana dek rahat bırakırlar yakamı diye. Zira iki yakamı
bir araya toplamam bu kadar efkardan anılardan dolayı zor olacak gibi. Göz
kapaklarımla birlikte bilincim de üç beş saat kapansın diye ettiğim dualarla da
bozuk plak gibiyim. Kaç kez tekrar ettim o duaları bilmem. Ama bildiğim birşey
var bozuk plak da olsa insan aynı kimselerle aynı anıları bir daha yaşamamalı
ki yeni plaklardan gelecek olan musikilerin şevkiyle umuda mutluluğa ve
yarınlara kapılar aralayabilmeli...
Zayiat-ı Kelam