Hırsızlar yağmurlu havaları severler çünkü yağmur, sesi
emdiği için gürültü çıksa bile duyulmaz demişti bir büyüğüm. O an o büyüğümü
biraz dinleseydim hayatım çok daha farklı olabilirdi. Günü geldi ve hava
yağmurluydu insanların konuşma sesleri pek duyulmuyordu bağırarak konuşanlar
haricinde bir de arabaların sesleri vardı. Ama yağmur da bayağı yağıyor
bardaktan boşalırcasına. Okuldan çıkmıştım ceketim ve şemsiyemle ıslanmadığım
için rahatça dolanıyordum keşke büyüğümün sözleri o sırada aklıma gelseydi...
Artık tam okula gireceğim sırada onu gördüm beyaz yüzüne ıslanan ve ıslandıkça
koyulaşan saçları yapışmıştı. Yüzüne doğru gelen ıslak saçlarını kenarlara
atmaya çalışıyordu ve o sırada göz göze geldik, hafifçe gülümseyerek selam
verdi. İçimde garip bir kıpırtı oldu. Karşılaştığımda ne olduğunu çözmüş ama
kendime itiraf edememiştim. İçimden bir ses konuşuyor gibiydi ama yağmurdan
dolayı mırıltı gibi gelen sesi anlayamamıştım. Şimdi bunu rahatça ifade
edebilirim ki o kız bir hırsızdı ve kalbimi çalmıştı. Yağmurdan dolayı
anlaşılmayan da aklımdı ve çalınan kalbim... O kızla sohbet etmiştim ve laf
arasında yağmurları çok sevdiğini söylemişti. Büyüğümün dediği gibi hırsızlar
yağmurları severdi ve o kız da benim için büyük bir hırsızdı
Zayiat-ı Kelam