Nedir böyle bülbül, nedir figanın?
Yetmedi mi artık bu ahu zarın.
Küçücük sinende alevli narın,
Söndür de yakmasın
gülşeni harın!
Bağında
güllerin naz eder diye,
Bunca sitem etmek bilmem ki niye?
Şarkılar besteler, sevda üstüne,
Verirsin gönlünce yâre hediye.
Her sabah
gülüne selam eylersin,
Konar da dalına, kelam eylersin.
Haline şükret ki, bağların şendir,
Viran olmuş olsa, acep neylersin?
Saba yeli eser,
gülün uyanır,
Narin yaprakları çiğle sulanır.
Bilir yanındasın, korkusuz, özgür,
Gerinir dalları, sana dayanır.
Ne
güzelmiş bahtın, ne
güzel kader,
Öyleyse eyleme kendini heder.
Bu halin kadrini bilmezsen eğer,
Kaybolur devletin, elinden gider.
Ben gibi çaresiz hallerin mi var?
Her
gece gelende derdin mi azar?
Perişan halimi gör de ey bülbül,
Eyleme beyhude öyle ahu zar.