Gönlünden
sürgün edip, artık bitsin diyen yar,
Çok sürdü bu
ikamet, yeter, gitsin diyen yar!
Sevda kıvılcım
mıdır, parlayıp sönüversin,
Misafir mi
gelmiştir, uğrayıp dönüversin?
Küllenemez ateştir,
harlanır her nefeste,
Yanar durur kor
halde, göğüs denen kafeste.
İnsanın
doğasıdır, duçar olunca aşka,
Yitirir
manasını ne varsa yardan başka.
Ne akıl ne
irade, hiçbir işe yaramaz,
Öylesi bir
derttir ki, devasını aramaz.
Seraplar
diyarında, yaşatır hülyalarla,
Sanki çareymiş
gibi, avutur rüyalarla.
Gerçeklikten
koparır, olmazları oldurur,
Titreyen
yürekleri umutlarla doldurur.
Başta kavak
yelleri estirir bir hoş eyler,
Şerbet diye
şarabı içtirir sarhoş eyler.
Aşığın tüm
ruhunu içten içe sarar da,
Halden hale
döndürür, bırakmaz bir kararda.
Kimi gün
hayalinde yar saçını taratır,
Kimi günse fallarda, vuslat var mı, aratır.
…
Yârim hüküm
senindir, lakin ben bir bendeyim,
Gark olmuşum
sevdana, sanmayasın bendeyim.
Bir sen varsın
içimde, senden öte bir sensin,
Öylesi bir
sensin ki, senden bile ahsensin.
Ben o senin aşkıyla,
mutluyum, bahtiyarım.
Herkes bende zanneder,
oysa ben şehriyarım.