Bülbülüm, bir gülün mecnunuyum ben,
Sinemde kor ateş, yanar dururum.
Efsunkâr cemalin meftunuyum ben,
Onulmaz yaramla, kanar dururum.
Derdimi yaşarım, dermanım yoktur,
Azatlık dilemem, fermanım yoktur,
Yüzümün güldüğü bir anım yoktur,
Hasretin narında kaynar dururum.
Ciğerimden gelen harlı nefesle,
Acıyla yoğrulmuş zarlı bir sesle,
Belki duyar diye mahzun hevesle,
İsmini her daim anar dururum.
Omzuna dökülen ipek telleri,
Usulca düzelten narin elleri,
Estirir gönlümde saba yelleri,
Mest olur sessizce bakar dururum.
Ben bende olmuşum, odur sultanım,
Nazar ettiğinde titrer sol yanım,
Hoş sohbet eylemek ister de canım,
Vuslata bir çare arar dururum.
Her gece düşümde hülyalı gözler,
Çıkar gelir diye yolumu gözler,
Sessizce fısıldar sevdalı sözler,
Düşleri hep hayra yorar dururum.