Yüreğime
nakşolmuş, unutulmaz bir anı,
Öylesi bir anı ki,
ömre bedel her anı.
…
Sanki sihirli bir
el, ayarlamış zamanı,
O zamanın içinde
bulmuştu can cananı.
Yıllar ve yıllar
sonra, sen ve ben biz bizeydik.
Gamdan tasadan
ırak, yan yana diz dizeydik.
Silersin elbet
diye, döktüğüm gözyaşımı,
Göğsüne usulcacık
yaslamıştım başımı.
Göründü ak
gerdanda benlerden nakışları,
Neler neler
söyledi, kalbinin atışları.
Gül kokulu tenini,
kokladım, bir hoş oldum,
Geçiverdim
kendimden, içmeden sarhoş oldum.
Sevdalı
bakışlardan kalmamışken umudum,
Kahverengi
gözlerde eridim yudum yudum.
Dökülünce yüzüme
kumral sarı telleri,
Eski gönül bağımda
ılgıt ılgıt sam yeli.
Gamzeli
yanaklardan bir buse çok mu dedim,
Neden böyle
edersin, insafın yok mu dedim
Nasıl olduysa
oldu, insafa geliverdi,
Talebim kabul
gördü, muradım veriverdi.
Coşkulu bir
tutkunun rüzgarında savruldum,
Sıcacık dudakların
temasıyla kavruldum.
Manasız bir hayata
vermezken hiçbir değer,
Anladım işte o an,
yaşamak buymuş meğer.
Ne var ki geçip
gitti, o yalnızca bir anı,
Öylesi bir anı ki,
ömre bedel her anı.