Saat ona geliyordu uyandığımda. Bugün ilk işim Nesrinle konuşup ona her şeyi anlatmak olacaktı. Kahvaltı yapmaya zamanım yoktu. Yol üstü bir simit alıp yedim. Nesrinlere geçmek için Metro'ya kadar gelip hızlı trene bindim. Nesrinlerin eve vardığımda yine kapıyı Emine Teyze açar diye bekledim. Kapıyı Nesrin açtı. Üstünde hala sabahlığı vardı. Beni gördüğüne sevinmişti. Bende öyle. İçeri buyur etti. İçeriye geçtim. Kahvaltı yapıyordu. Kadir amca ve Emine teyze iki günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Evde kahvaltı yapmadan çıkmıştım. Nesrin bana mutfaktan çay bardağı getirmeye giderken bende sofraya oturup ekmekleri dilimledim. Onunla aynı çatı altında ilk kahvaltımdı. Bir garip oldum. Kahvaltı ettikten sonra, o elindeki tabakları tezgâha koyarken arkasından beline sarıldım. Boynunu öptüm. Bana doğru döndü. Alnına bir buse koydum. Elleri ellerimin arasındaydı. Mutluluk dedikleri bu olsa gerek. Elele salona kadar geçtik. Kanepeye oturduk. Saçlarını okşadım. Nesrin'' Bir film izlemeye ne dersin. Eğer evet dersen, ben mısır patlatmaya giderken sende bir film seçersin’ ‘dedi. Bende '' Çok güzel olurdu ama önce seninle konuşmak istediğim bir konu var' dedim. Oda '' Evet seni dinliyorum’ ‘dedi. En başından anlatmaya başladım.'' Üç yıl boyunca Kemal beylerin ofisinde çalıştım. Kemal bey beni oğlu gibi severdi. Berkay'ın yerine koyardı. Son zamanlarda Alevle aramızı yapmaya çalışıyordu. Alevle toplantılara katılmamı, Onunla iş yemeklerine katılmamı istiyordu. Bende kabul ettim. Bilmiyordum ki Alev'in bana karşı olan duygularını. Sonra Kaan Bey lafını ortadan kaldırdı.  ''Canım, Kaancığım '' diyordu. O an şüphelendim. En sonunda bir karar vermem gerektiğini anladım. Bende üç gün müsaade istedim. O süre zarfında işe gitmedim. İstifa dilekçemi verdim. Yeni bir iş teklifi geldi ona da yarın gideceğim. Dün sizden ayrıldıktan sonra mutlu bir şekilde uyuyabilirim artık diye düşündüm. Ta ki telefonuma gelen mesaja dek... Beraber yediğimiz iş yemeğine sevgili süsü vermek için gizli bir ajan tutmuş oda fotoğrafları çekmişti. Bak mesela burada o beni öpmeye kalkıştı. Tam o sırada ben daha masadan ayrılmadan fotoğrafladılar. Bugün saat ikide Kız kulesine çağırdı beni. ‘‘dedim. Nesrin ellerimi avuçları arasına alıp'' Ben sana güveniyorum. O kendini bilmez şımarık kız istediğini desin’ ‘dedi. Bana güvendiği için sevinmiştim. Ama bir sorun daha vardı. Onu da Nesrin’e anlatmaya başladım. '' Bir sorun daha var hayatım. Oda sen onun yalanlarına inanmayabilirsin. Ama ben üç yıl boyunca orada çalıştım. Alev bu durumu da kendi menfaatine kullanacaktır'' dedim. Nesrin'' Onun planı varsa benimde planım var’ ‘dedi. Merak etmiştim. '' Sahi mi nedir?'' dedim. ''Kız kulesine birlikte gideceğiz. O beni tanımıyor. Ben sizin yan masanızda oturacağım. Sen ona attığı yalanı itiraf ettireceksin. Bende ses kaydı yapacağım. Böylelikle o kızdan kurtulmuş olacağız'' dedi. Zekâsına hayran kalmıştım. Nesrin üzerini değiştirmeye giderken bende onu beklemek için dışarı çıktım. Rahatlamıştım. Rahmetli dedem hep '' Bin bilsen de bir bilene sor’ ‘derdi. Ne kadar da haklıymış. Nesrin dışarı çıkınca birlikte Üsküdar’a geçtik. O dediği gibi bizim masanın yanındaki masada oturdu. Saatime baktım on dakika vardı. Bir çay söyledim. ''Nesrin ben kendime çay söylerim’ ‘dedi. Dikkat çekmesin istiyordu. Sonunda Alev gelmişti. Yüzünde zafer kazanmış alçakların gülümsemesi vardı. Çayımdan bir yudum aldı gıcıklık olsun diye. Sinir olmuştum. Ama zor tuttum kendimi. '' Evet, çağırdın beni. Ne diyeceksen de. Şebeklik etmenin zamanı değil’ ‘dedim. Sinirlendiğimi görünce oda normal davranmaya başladı. '' Öncelikle buraya gelmekle kendine büyük bir iyilik yaptın. Sevinmelisin. Diğer konuya gelince ne kara verdin ’‘dedi. Bende'' Ne konusundan bahsediyorsun. Tehdit ettiğin için geldim. Buraya geldiğimden sözlümün haberi olmasın.'' dedim. Hınzırca bir kahkaha attı. Kalkacak gibi olurken ''dur’ ‘dedi. Zaten kalkmaya niyetim yoktu. Bende bu anı bekliyordum. ''Yine ne var. Yoksa şantaj yaptığını mı söyleyeceksin'' dedim. Laf sokmuş süsü verip konuşturmaya çalışıyordum. ‘’Evet, bundan ne sözlünün haberi var ne de ailenin haberi var. Ailemizin biricik istihbarat şefi Mümtaz Efendi çekmişti fotoğrafımızı. Ama bunu ben ve mümtazdan başka kimse bilmiyordu. Artık sende biliyorsun ama ne fayda ’‘ dedi. Nesrin'e doğru baktım. Her şeyi kaydetmişti. Lavaboya kadar gidip döneceğimi söyledim. Mekânın arka tarafına geçip polis çağırdım. Ben masaya geri döndükten on dakika sonra polislerde geldi. Bende '' Polis Bey buyurun bendim ihbarda bulunan'' dedim. Alev neye uğradığı şaşırdı. Nesrin de doğrulmuştu yerinden. Her şeyi anlattım polise. Ses kaydını da dinlettim. Polisler Alev'i tutuklarken bizi de ifade vermek için karakola çağırdı. İfadeyi verdikten sonra biraz olsun rahatlamıştım. Nesrin'e '' Hala film teklifin geçerli mi?'' dedim. Oda ''Evet tabi ki de'' dedi. Eve geçtik. O mısır patlatırken bende bir film seçtim. ''Romantik Komedi'' filmini izlemeye koyulduk. Bugün, hiç gelmesin isterken, şimdi hiç bitmesin istiyordum. Film bitmişti. Sarıldım ona. İlk kez ona bu kadar yakındım. Dudaklar birbirine yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu. Gözlerimi yumdum. İlk kez orada öptüm onu. Birden doğruldum yerimden hiç bir şey demeden evden çıktım. Ne oluyordu bana. Neden bir yanım onu bu kadar arzuluyorken diğer yanım ondan uzak duruyordu? Sözlenmiştik. Ama evli değildik. Okuduğum bir kitapta kız çocuğa bunları söylüyordu. '' İnsanlar birbirlerine yasaktır. Seni seviyorum diye öpemem çocuk'' Eve gittiğimde ilk iş Nesrin'i arayıp özür dilemek oldu. '' Kusura bakma seni öperken birbirimize yasak olduğumuz aklıma geldi’ ‘dedim. Oda'' Haklısın aslında bende de öyle bir hal oldu. Babama söyleyeceğim. Düğün gününü konuşmak için sizleri eve çağırsınlar’ ‘dedi. Bende '' Babamlara haber ederim. Hazırlıklı olalım’ ‘dedim. İkimizin de son sözleri ''Seni Seviyorum'' oldu. Odama geçtim. Uyku göz kapaklarıma çadır kurmuştu sanki. Kaç günlük yorgunluk vardı üzerimde. Daha başımı yastığa koyar koymaz uyumuştum...

 

 

 

 

Devam Edecek...

( Aşk Olsun-9 başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 18.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.