Kula minnet eylemem, eyleyeni de bu minneti kabul edeni de sevmem. Pula minnet eylemem, pulun elinde üç kuruşluk olanı da kabullenmem. Herkesin rızkı kendinedir, rızka el uzatanı da beğenmem. Rızkı veren Huda'dır, rızka el uzatana vazife değildir. Üç günlük dünyanın yalandan övgüsünü de kabul etmem, sövgüsünü de sineye çekmem! İşime bakarım. Çünkü bu ülkede herkes işine baksa belki de daha güzel bir ülke olacağız. Herkes işi gücü bırakmış başka şeylerle uğraştığı için bir türlü işleri rayına sokamıyoruz.
Ve bu yüzden bağırıyorum avazım çıktığı kadar: "Alın teriyle helal lokma kazanana karışmayın." diye. Oysa insanlar buzdolabı gibiydi. Soğuktu, merhamet ve şefkat sözcüklerinden de emekliydiler.
Toplumsal duyarlılık oluşturma ve daha yaşanılır bir ülke yaratmak adına payımıza düşen neyse onu icra etmeye ve insanımızı kim olursa olsun korumayı vazife bilmişiz. Hele fakirlerse bunlar, emekçilerse, sahipsizlerse...
Kağıt toplamak yasak! Tamam da kardeşim "Rızkımı veren Huda'dır kula minnet eylemem." diyor bu adamlar. Kimseye minnetleri yok! Bu yasak da çiğnenmek için mi? Günde 16 saate yakın yürüyerek kağıt toplayan evsiz barksız ve işsizler ne yapacak şimdi? Bütün dertlerimizi hallettik sıra çöpe gelmiş meğerse!
Cezası büyük!
Kazancı küçük.
Kitap da yasak deyin, o da kağıttan! Ne alaka diyeceksiniz belki de, çok alaka diyeceğim sizlere. Her gün yolu kazılan, duvarı yıkılan, elektriği ve suyu kaçak kullanılan ülkemin sokaklarından ekmek parası için alın teri dökülerek yapılan "kağıt toplama" işi yasak! Gel de gülmekten ölme! Sinirimizden gülüyoruz.
Siz şaka mısınız?
Yere tükürmek yasak deseniz anlarım.
Duvara çiş etmek deseniz onu da anlarım.
Sağa sola yazı yazmak deseniz, babanıza rahmet derim.
Çöpleri, sokağın ortasına atmak yasak deseniz sizi tebrik de ederim.
Araba kundaklamak yasak deseniz, yanınızdayım derim.
Denize donla girmek yasak deseniz harika derim.
Ancak kağıt toplamak yasak! derseniz sizi anlamam. Çünkü bunlar çevre temizliğine de katkı sağlıyor, desek nafile! Hem kağıtların geri dönüşümünden dolayı bu işi yapan vatandaşlarımız ormanları da korumuş oluyor, desek boş! Ekmek parası kazanıyorlar helalinden, desek de kime ne? Bu da mı suç kardeşim!
Küfretmek yasak deseniz olur derim. Kavga etmek hakeza! Uyuşturucu vb. maddelerle hemhal olmak da! Ama kağıt toplamak yasak! Buna şerh düşüyorum.
Kağıt toplamak! 500 binden fazla insan bu işi yapıyor ülkemde! Kimi gecenin bir yarısında tek başına topluyor atık kağıtları... Belki de karanlık saklasın diye yüzünü... Kimi sabahın ilk ışığıyla başlıyor işe. Kimi çocuğuyla, kimi eşiyle, kimi tam aile... Arabası olan da var, sırtında çuvalı olan da! Kamyoneti olan da var, motoru olan da! Ne yapsın bu insanlar şimdi? Kırmızı ışıkta durup gelen geçen arabalara el mi açsınlar? Köprü altında çocuklarını mı arasınlar? Hırsızlık mı yapsınlar?
"Bugün buldum bugün yerim, Hak
kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu
dünyanın varına"
Yok kardeşim yok! Yasaklanacak şey çok ama bu yasak kağıt toplama değil! Çöplerde, sokaklarda, caddelerde atık kağıtları toplayan ve bir nevi çevre temizliğine de katkı sunan kardeşlerimiz bu işi yapamayacak! Birazcık kızsak... Kağıt katlama sanatı var Japonlarda. Bizde de kağıt toplama zanaatı var! O da yasak!
Çöpten ekmek kazanana yasak koymayın, ekmeği çöpe atana yasak koyun! Kağıt toplayarak geçimini yapanı cezalandırmayın, onun alın terine saygı göstermeyeni cezalandırın. Aldıkları üç kuruşu da onlara zehretmeyin, onların alın terinin hakkını vermeyenin hayatını zehredin.
Yasak koymayın, bu insanları sosyal güvence altına alıp organize ederek bu işi daha profesyonel yapın. Kimseyi mağdur etmeyin. Hele ekmeğinin peşinde koşuyorsa ve başka işlerle meşgul olmuyorsa!
Kağıt toplama yasak! Bu yasağın kalkması için sesimizi bir edip şu şekilde ülkeye yaysak: "Kağıt toplayıcılarımıza dokunmayın! Dokunacaksanız kitap okumayanlara dokunun!"