KİM BU ŞEHİR?
Bir şeyler anlatmak istiyor bu şehir
bana,
Giriftar olmuş sanırım,zakkum tadında bir
derde.
Bakışları şaşkın ve donuk,
Titriyor öfkeden,
Kabarmış kalbi,kahve falı demeli..
Taşı toprağı ve bütün azaları yorgun ve
isteksiz
Hisleri köpük köpük dalgalanmış vuruyor kıyıya
Bir şeyler söylüyor sanki kulağıma
Ey sen !farkında mısın bu da yorgun ben
Kıtalara ayrılmış , kozmo politik,
Uğrayanı olmayan bir liman şehriyim ben!
Temizdi fıtratım benim,beyazla yoğrulmuş..
Kim derdi, tonlarca hasat veren gönlüm
kurumuş
Benim ben Konsantin,
Binlercesi, gelin misali süzülen, duvağıma
vurgun,
Bilmiyorum bu kadar vurgun içinde,
Neden sürgün yedi gönlüm?
Şaşkındı ihtiyar şehir,
Göz bebekleri büyüdü
Derken sesi kısıldı ,
Sukut için de kasvet dağ oldu büyüdü
Sanırım binlerce cinayet sahnesi
görmüştü,
Binlerce darp edilmiş düşünce..
Ey şaşkın şehir söyle!
Daha neler var anlatmıyorsun,böyle...
Umutsuz mu ne?
Beklentisi kalmamış, kadrini bilmeyen aptal aşıklardan
Filtresiz fabrika bacası kadar zehirli
ve keskin bakışları ihtiyarın
Yorulmuş ,yalnız bırakılmış bir ihtiyarın mahcubiyetiyle
dalıp dalıp gidiyor uzaklara...
F.B.S