Tekil birçokluk adına
hayat denen…
İzbelerde pür neşe ne
varsa yoluma çıkan;
Hele ki indinde sensiz
sessizliğin metruk kalelerinde
En derinden nakşeden.
Çözümsüz çözülmüşlüğüm
en naif imleç;
Yakındığım belki
yalıtıldığım ansızın.
Darmadağın bir ömrün güncesinde
Boş vermişliğimden
doğan o sitem yüklü hezeyan
Ve duraksadığım her
hecede
Aklıma takılı tek bir
isyan.
Boyutsuzluğumun günü birlik
tecellisi
Şu hulasa devran.
Yanık bir tekerleme
kimine göre;
Dediğime bakma sen yine
de,
Olmazın oluru bir hayal
benimki;
Seğirttiğim günden
geceye bazense
Asılı kaldığım o
salıncakta uçmak kadar
Hezeyan yüklü sırnaşık
üç beş imge.
Çaprazında münafık bir
aşkın,
Kalem elimde, verdiğim
beyanatım
Bazense…
Boş ver gitsin hadi
durma sen de söyle
O yanık türküyü;
Bilmesen de adını
sadece ısmarla en acı çağrıyı
Duyulacağını bildiğim
gök kubbede.
Yine de gitme sakın ve
çağır yeniden
Ölü akşamları, çağır
sessizce,
Sakil olduğunu bilsen
de
Şu çağrımın.
Ve göm yasını,
Sula toprağı,
Görmez misin gözümden
akan yaşları.
Fısılda sessizce en
çömez lehçeyi
Bil ki; dilimde aynı
tekerleme,
Sen yeter ki sakla en
derinde
Bilip bilmediğin en
mücbir sebeple
Yokla adımı ve yaklaş
adım adım,
Bilsen de
gelmeyeceğimi.