Yağmurlu bir İstanbul akşamında tanıdım seni.
Saçların ıslak yüzün eğik.
Teğet geçmişti yüzünü yağmur.
Kirpik uçlarında kelebek kanatları,
Göz yumuyordun soğuğa!
Bense yağmura inat,
Yüzümde bahar ferahlığıyla,
Karşıya geçerken,
Uyandım aşkın çetinliğine.
Seni tanıdığım vakit.
Başladı susamışlığım aşka.
Aynı feribotta sen ve ben,
Yıllardır yolculuk yapıyor gibiydik.
İkindi güzelliğine vururken akşam serinliği.
Bir kalkan olmuştu ceketim omuzlarında.
Savaş ortasında acemi bir er gibiydim.
Sense yalnızca güldün çocuksu konuşmalarıma.
Yıllar sonra hala ilk gün tazeliğindesin.
Ellerinde yeşil eldiven,
Saçların rüzgârı azdırıyor!
Güldüğün vakit şaha kalkıyor güneş.
Kış ortasında adresi şaşırmış bahar.
Çadır kuruyor gül yüzüne.
Dedim ya sevdiğim.
Yıllar sonra hala ilk gün tazeliğindesin.
Ama kolundaki adam ben değilim.
Hayat böyle bir şey işte…