Hilal ve yıldızın sessizce
göz yaşı döktüğü bir günde
korkmadık ellerimizde al sancak
türk, kürt, arap, çerkez ve niceleri yürüdük
istiklâl aşkıyla tek nefes, tek beden... 

Üzerimizde
beyaz kefen, yüreğimizde iman
yürüdük, şehadete susamış... 

Üstte sonsuz gök, 
hilal ve yıldızlar ağlıyordu
kutlu şehitler anısına
alacakaranlık puslu bir akşamda... 

Ey nazlı yar Vatan
sana bin kez helal olsun
dökülen kanlarımız 
çanakkalede 
ya istiklâl ya ölüm haykıran ecdad
ve sel olup
fırtına gibi yurdumun puslu 
sokaklarında esen torun... 

Ve hain piyonlar giymiş üzerine, 
benim mehmetimin şanlı uniformasını
ve
ezelden hür doğan
ezelden hür yaşayan
kut almış millette sıkar kurşun
ey gafil melunlar, bu ne cüret? 
bu ne cahillik? 
tanımazmısın ey melun 
yedi düvele boyun eğdiren
şanlı Türk milletini?... 

Ey yolunu şaşırmış, 
kimden alırsın emir? 
kimin ekmeğini yersin? 

Ey şerefsiz sanma bu millet,, 
verir sana geçit... 

Çanakkale olur, omuzlar cihanı sırtında
yinede vermez hain bedenini
dahi gömülmeye bir karış toprak... 

Suskun//
( Ya İstiklâl Ya Ölüm başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 24.07.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu