Atatürk'ün Dersim İle İlişkisi
Atatürk, 1 Kasım 1936 tarihli TBMM açılış konuşmasında Dersimdeki ağalık düzeni sorununu Türkiye’nin en önmemli iç sorunu olarak tanımlar.
TBMM Arşivinde Atatürk’ün 1 Kasım 1937 tarihli meclis konuşmasında Tunceli’yi ele aldığı görülür.
Atatürk’ün rahatsızlığı nedeniyle onun adına Başbakan Celal Bayar tarafından yapılan 1 Kasım 1938 tarihli konuşmada da, yine Tunceli konusunun işlendiği görülür.
Meclisin internet sitesinden ulaşılabilen konuşma notlarına göre, Atatürk TBMM 5.dönem 3.Yasama Yılı 1 Kasım 1937 tarihli açılış konuşmasında şu ifadeleri kullanır:
"Kıvançla görmekteyiz ki, Cumhuriyet rejimi, yurdumuzda huzur ve sükunun en iyi biçimde yerleşmesini sağlamış bulunuyor. Vatandaşlar ve bu yurtta oturanlar, Cumhuriyet kanunlarının eşit şartları altında kendileri için hazırlanan özgür, refah ve mutluluk imkanlarından en iyi bir biçimde yararlanmaktadırlar. Ulusumuzun layık olduğu yüksek uygarlık ve refah düzeyine ulaşmasının engellenmesinin düşünülmesine yer bırakılmadığını ve bırakılmayacağını huzurunuzda söylemekle mutluyum. Tunceli’nde yapılan uygulamaların sonuçları bu gerçeğin belirtileridir."
Atatürk adına Celal Bayar tarafından yapılan TBMM 1 Kasım 1938 tarihli, 5.dönem 4.Yasama Yılı açılış konuşması ise şöyledir:
"Anayasamızın 36. maddesi hükümlerine uyarak Cumhurbaşkanımız Atatürk’ten aldığım emir üzerine bu yıla ait nutuklarını okuyorum. Her şeyden önce size kıvançla arz edeyim ki, ulus ve ülke geçen yılı tam bir huzur ve sükun içinde yükselme ve kalkınma çalışmaları ile geçirmiştir. Uzun yıllardan beri süregelen ve zaman zaman gergin bir hal alan Tunceli’deki toplu haydutluk olayları belli bir program içindeki çalışmalar sonucu kısa bir sürede ortadan kaldırılmış, bölgede bu gibi olaylar bir daha tekrarlanmamak üzere tarihe aktarılmıştır. Cumhuriyetin getirdiği bütün iyiliklerden yurdun diğer evlatları gibi oradakiler de tam anlamı ile yararlanacaklardır."
İhsan Sabri Çağlayangil’e göre, 1937 yılında Atatürk Singeç Köprüsü’nün açılışını yapmak üzere Dersim’e gelecekti. Bu köprünün bir ucunda güvenliği sağlamak amacıyla bir askeri karakol bulunuyordu. İsyancılar bu karakola saldırıp,yakıp yıktı ve görevli 33 mehmetçiği öldürdü. İşte bu olay Dersim isyanlarının başlangıcı oldu. Atatürk bu olay üzerine kesin bir talimat verir: "Bu meseleyi kökünden halledin!"
27 Mart 1937 tarihinde Tunceli-Erzincan yolunda ki bir köprü Haydaran ve Demanan aşiretleri tarafından yakılır. Diğer Türk birlikleri ile haberleşmeyi önlemek için telefon hatları kesilir. Jandarma birliklerine pusu kurulur. Pax bucağı karakoluna baskın düzenlenir. Müteakiben Seyyid Rıza’nın emriyle Sin karakoluna da saldırılır. Bölgedeki 9.Seyyar Taburunada baskın düzenlenir. Askerler yetersiz kalır, pek çoğu öldürülür. Asiler Mazgirt köprüsünü de tahrip ederler.
Atatürk’ün "bu sorunu kökünden halledin!" talimatı üzerine, General Abdullah ALPDOĞAN’ın kendi yetkisinde giriştiği harekat başarısızlıkla sonuçlanır. Aşiretler bu moralle tamamen silahlanır. Bu yüzden isyanı bastırmak zorlaşır. Abdullah Alpodoğan 50.000 askerle bölgeye gider, fakat dağları bir türlü aşamaz ve dağlardaki mağaralarda konuşlanan isyancılara ulaşamaz. Bunun üzerine bir hava saldırısı düzenlemeye karar verilir. Gerekli onayı aldıktan sonra Sabiha Gökçen’i de davet eder. Sabiha Gökçen’in de iştirakiyle Hava Kuvvetlerinden 3 uçak filosuyla isyancıların saklandıkları Laş mevkii yerle bir edilir. Buna rağmen isyancılar yok edilemez.
Anlaşmaya çağrılan Seyyid Rıza 10/12 Eylül 1937’de Erzincan vilayet konağında tutuklanır. Askeri harekattan sonra yapılan yargılama 15 Kasım 1937 de sona erer. 11 kişi idama mahkum olur. Yaşlarının geçkin olması nedeniyle dördünün cezası 30 yıl hapse çevrilir. 15-18 Kasım 1937 de Seyyit Rıza ve beraberindeki 6 kişi asılır. Çok sayıda asi de çeşitli hapis cezalarına çarptırılır.
17 Kasım 1937 de Atatürk Diyarbakır’dan Elazığ’a ve oradan Tunceli’ye geçerek köprü açılışlarını yapar.
Atatürk Doğu Anadolu illerine son gezisini yapmaktadır. 16 Kasım 1937 de Elaziz’e gelmiş ve incelemelerde bulunduktan sonra Pertek köprüsünden geçip Singeç çayı üstündeki Pertek-Hozat arası ulaşımı sağlayacak olan Singeç köprüsünü de açar. Bu 17 Kasım gezisi Atatürk’ün son Doğu gezisi olmuştur.
Atatürk’ü Dersim nedeniyle katliamcı ilan etmek hevesindeki bazı Atatürk düşmanları, "Atatürk, hastalığı nedeniyle olayları yakından takip edemediğinden, Dersim’deki sivil zayiattan haberi olmadı," savına karşı, "Atatürk hasta filan değildi, hasta olsaydı Kasım 1937 deki Doğu gezisini yapamazdı!" türünden zırvalamaları, karşılarındakileri aptal sanmalarından ibarettir. Ya bilmedikleri, ya da bilmezden geldikleri, bu 1.Dersim Harekatında bastırma hareketleri sivil yerleşimlerden uzaktaki (burada ki tek istisna Seyyit Rıza’nın konağımım bombalanması olayıdır) sarp LAŞ MEVKİİNDE cereyan etmiştir ve ne kadar ölüm varsa bu asilerin bizatihi kendilerinden olmuştur, sivil halktan değil.
Bundan sonraki 2. ve 3.Tunceli harekatında ise yıl 1938’dir ve Ocak itibariyle Seyyit Rıza’nın intikamı peşine düşen aşiretlere karşı Ağustos ayında gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte İnönü başbakan değildir. Başbakan Celal Bayar’dır. Ve 2., 3. harekatların talimatını imzalayan da odur. Atatürk, bu harekatların gelişiminden, hastalığını etkiler gerekçesiyle kesinlikle haberdar edilmemektedir.Ve Tunceli’de sükunetin sağlandığını düşünmektedir ki, bu da 5.dönem 4.yasama yılı TBMM konuşmasından kolayca anlaşılmaktadır.
NOT:
Konuyla ilgili İngiliz devlet arşivindeki resmi belgeleri geçersiz addederek, olayı illa ki internetteki dedikodulara bağlı olarak yorumlamaya çalışmak ve İhsan Sabri Çağlayangil’in o meşhur gazete röportajında ve Muhsin Batur’un hatıratlarında zehirli gaz kullanıldığına dair bir ima bile yokken, nedense bu internet alimleri bu iki kişiye atfen zehirli gaz kullanıldığında ısrar etmektedirler. Nedense? Açıklamakta yarar var: DERSİM OLAYLARI SIRASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ELİNDE HİÇ ZEHİRLİ GAZ BULUNMAMAKTA VE ZEHİRLİ GAZ KULLANABİLECEK ELEMAN DA BULUNMAMAKTA İDİ...
Fidel Castro:
“Devrimci Kemal Atatürk varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar.? Atatürk 1919’da Anadolu’dan düşmanları kovmak için Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Ve anti-emperyalist bir savaş verdi ve zafere erişti. Biz, Atatürk’ün devrimci savaşından esinlendik ve tam 40 yıl sonra, 1959’da Granma gemisiyle Havana’ya çıktık.
Ülkemizden emperyalistleri ve işbirlikçisi Faşist Batista rejimini yıkmak için. Biz de zafere eriştik. Bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağıdır Devrimci Kemal Atatürk. Sağdan sola doğru yazılan Arap harfli ALFABE’yi bırakıp, soldan sağa doğru yazılan ABECE’ye geçilen Harf Devrimi başta olmak üzere bir dizi Çağdaş ve Aydınlanmacı Cumhuriyet Devrimlerini bu kadar kısa sürede biz başaramazdık. Atatürk sosyalist olsa da aynı şeyleri yapardı. Kendinize başka esin kaynağı aramayın... Büyük bir deha ve komutan olan Kemal Atatürk’ün kıymetini bilin ve kendinize başka önder, yol ve yordam aramayınız....
(
Atatürk'ün Dersim İle İlişkisi başlıklı yazı
AliKemal tarafından
24.07.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.