Dilsiz Kelimelere Dil Olan Anadolu Yiğitlerim



 

Kafası esse kızsa Sokrates

Victor Hugo’nun sefiline

Kim duyar kızdığını

Karaca oğlanım

Kör oğlum

Yunusum

Mevlana’m ve diğerleri anında duyar

Yanına koşar

Bre densiz

İmansız

Yıkma gönül hanını ustası yok

Gel kim olursan gel

Sözlerini söylerken

Sokrates şaşırır

Kim bu âlimler

Bilginler

Ben bir kuru kemiğim

Kurumuş bir dalım

Kalkamaz bunlara karşı kolum

Bu ne yiğitler ki analar doğurmuş

Bunları gören söz mü söylermiş

Vay anam vay

Tabi kalır şakın

Görmemiş gönül adamı insanı

Derde çare olan insanı

Şaşırır kalır

Pes eder

Sefil gülümser

Sefil gülümser kainat gülümser

Sarılırlar bu Anadolu yiğitlerimizle

Sokrates takip eder gizliden

Zaten onların işi gizliden

Rabbim gizliyi de saklıyı da bilir hep birden

Gizlice alır bizdeki güzelliği aniden

Olur, bilgin uydurmadan çakma çıkar bir yerden

Kendisi bilgisiz insanı  ortaya çıkarırken

Bilgisiz Rahman ’sız merhametsiz kaldığından habersiz

Her gördüğüne der bilgisiz

Bizim yiğitler salınca haber

Adam ol Sokrates adam

Gelirsek yaparız seni madam

Silkelenir Sokrates

Döner doğru yola

Tek başınadır

Bizim yiğitler gibi

Savunmasız kalsa da İşi Allaha havale eder

Sürgün edilemez

Gittiği her yerde yine aynıdır Sokrates

Söyler yiğitlerimiz gibi doğruyu

Çıkarır yalanı ortaya

İki yüzlü olanları çıkarır karaya

Fazla doğruyu bulan sokratestir

Yalancılar çıra gibi yanar

Ortaya çıkar

Hepsinin koltukları batar

Kim hapiste yatar

Onlar ister canlar yansın

Sokrates ister yalancılar ortaya çıksın

Boş durur mu yalancılar

Çekilir bir paralel hat

Kimi Truva atı ile mahkemelere yaklaşır

Çeker hattını

Kimisi mancınık ile çeker hattı

O günden beri paralel çıkmıştır ortaya

Şimdi Fetöcü'lerin  babası

Onlardır

İsmi olsa da değişik

Ha Mösyö

Ha Fetö

Ha döküntü

Ha böğürtü

Adı önemli değil

Hakimler satın alınır

 İdam kararı verir mahkeme

Korkmaz sokrates

iyi adamlardan kahramanlarımızdan

Andolu kahramanlarımızdan

Kapmıştır bir şeyler en azından

Sokrates ölümün son değil

Devam eden yolculuk olarak bilir

Ama sen gör şimdilerde

Kim neyi bilir

Tabi ki hiçbir şeyi

Yıkmayı

Talan etmeyi

Yemeyi bilir

Ah neredesiniz o Anadolu’nun yiğitleri erenleri

Görünseniz o heybetinizle

İmanlı dik duruşunuzla bir an

Yıkılsa bunca insan o anda

Sefiller yıkılmasa

Kimse hor bakmasa

İşte ben gezerim ara sıra

Bu güzel yiğitlerin erenlerin dünyasında

Öperim ellerini

Öperler gözlerimi

Masal hikâye değil bunlar

Hepsi gerçek yaşananı yaşatanlar

Canlara can olan canlar

Ah nerede kaldı o günler

Gönüllerimiz onları özler

Görse nurdan gülümsemelerini bu gözler

Yıkılır tüm sözler, bu güzellik

Merhametli gönül karşısında

İşte gönlümde yaşadım

Az yazdım

Devam ederse yazarım inşallah

Vakitte artık sabaha vardım

 

Mehmet Aluç ©Kul Mehmet

( Dilsiz Kelimelere Dil Olan Anadolu Yiğitlerim başlıklı yazı kul mehmet tarafından 14.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu