Geçit vermez bir
coğrafyanın
Peşin hükümlü sür-git
zihniyetinden
Arakladın madem çalıntı
sevinçlerini,
Düşünmedin mi söyle,
Ereceğin kör noktada,
İçine serileceğin
makber misali
Bir gömüt kadar tekeri
kayıp vicdanından
Esrik yüklü aklına yol
alan
O heyelanda devrik bir
cümle
Olmanın telaşı
kaplarken içini,
Görünmezin indinde
sakil ve rahvan bir gölge.
Kuş bakışı o mahzende
serilmişliği vicdanın
Ve püsküllü belan,
İzbeden çıkan bir
dumanda
Tükettiğin,
tüketilmişliğin.
Hanidir ırak yürekten,
Sitemlerin nazarında
peyda olan
Hüznü ifşa eden bir
keramet
Şu başını bağladığın
devingen mizacın
Biraz da ayrık otu
misali
Bağdaş kurduğun
husumette
Nifak yüklü bir
serzenişe
Kurban verdiğin en
defolu reçete.
Bağ bozumu düşlerim,
Koruk sancılarım,
Gel-git aklım:
Ah ki ah,
Tünediğim siluette,
Yeknesak bir kıvılcım
Yetmez mi uçurmaya
Ucundan kavrasam da
Anbean kaybetmeye mahkum,
Söz düellosu bir ringde
Hangi aklı evvel imde
ise
Takılmışlığı aklın,
Düşe kalka büyümedim
belki de
Sol yanımda büyüttüğüm
ergen düşlerim.
Hangi koğuşsa
konuşlandığı
Öbek öbek
yalıtılmışlığın,
Mahrem bir ezgide
pür-neşe
Göklere saldığım rengi uçuk
balonumdan sızan
Bir rehavete yüklediğim
Hangi hezeyansa aşkı
rahmet bildiğim
Yine de tefekkürü
vazgeçilmezim
Bilumum safsatada
kaybolsam da
Peyder pey ödediğim
bedelden sızan
Anlık bir teamül kadar
da
Vazgeçilmezim saklı
madem
Kaykılan bir eksende.
Düştüğüm o minvalde
Yitip giden bir
türkünün
Yanık sesi yine
bağrımda saklı tuttuğum.
Son olacağını
bilemediğim
Kim bilir kaçıncı
yenilgi,
Düş pazarında gölgelere
yetim düşen
Bir çocuk kadar masum
Uzantısı devrik
tümcelerin.
Efsunlu bir cümleye
rahmet okumaksa maharet,
En demlisinden bir iç
çekiş,
Nazenin sırça köşkün
pervazında
Boy veren başaklarda
takılı aklın
Nedamet yüklü
seremonisi.
Demlendikçe günbegün,
Sirayet eden nice
münafık edim,
Hem de yerler var
yemezin suretini
Konuşlandığı o makberde
Şeytan gülerken usul
usul.
Tecellisi anlık bir
sağduyu,
Sureti kayıp bir
devinimde
Rüştünü ispat etmiş en
derin kuyu ki,
Haznesinde acılar kaynatmakta,
Bilinmedik bir rüzgâra
denk gelmişken
Kopan son yaprağın sıra
dışı özlemi.
Beylik zehrini
akıtırken beşer,
Kul olmanın ötesinde,
Israrcı bir söylemde
takılmış aklın
Suret-i kati, dercesine
bir tefekküre sığınıp da
Mal ettiği benliğe,
Ziyan olması kadar
yanan ateşe attığım,
İnkârı belli ki tüm
tezat gölgelerin.