Cumhuriyet Ve Atatürk
Karanlık
Karanlık
Karanlık...
Gecelik korkardı
Gecelerden
Üste alınmaz olurdu da
Ses titrerdi hecelerden
Zamanın zeminin seçemediğini
Aman seçecekti keşke ile...
1-İhanetler sızlıyor.
Daha dündü
Umudu sürükleyen
Duyguların doğuşu.
Derne, Dobruca, Balkan'larda
Şam'da, Fizan'da, Yemen'de
Çanakkale sarılıp
Ne olup bittiği tam anlaşılmamışken
Şimdi sargıları damlıyor
İzmir, doğu
Güneydoğu kanıyordu.
2-Karadeniz, İçanadolu
İçten yanıyor
Karabulutlar korkutuyordu.
Sancıların biri, birene
Adeta tutunmuş
Demini vermekte.
Gırtlaklar yutkunluktan maada
Kurumuş.
Gözler tamdan fer verecekken
Objektiften tırsmış.
Kör olası talih
Anadolu'nun talihi
Türk'ün talihi
Arabı uyumuş
Uğur böceği ölmüştü sanki
3-Akıl rasyonu
Gerçeklerden sıyrılıp
Hayelle, karışmıştı.
Duygular kök tutsa
Gerçekler söküyor
Gerçekler güne vursa
Duygular çöküyordu.
4-Vicdanlar sızlatılmış
Ama vicdan özgürlüğü bilmiyor.
Akıllar birlenmiş
Ama akılların kendine güveni yoktu
Şüphe etmeyen us, uslu ustu!
Anadolu
Yüzyılların susukunluğu
Suya hasret
Kaynaktan gürleyecek.
5-İç yağgan
Dış yağgan.
Akıl kendisine olan saygıyı bellemedikçe
Ve de sırasında şerlere isyanı...
Durmayacaktı bu buhran, nisyanı
6-Artık kesret var
Anlama ve tutuşmakta
Birlikte, çok
Çoklukta, bir görünmüş
Vahdete dönmüştü.
Aptallık (mecnun) şair aşkında olurdu
Yurt ve yurttaşlık
Özgürlük aşkı başka şeydi
Emek, mülk vatandaşındı
Yurttaşın olmayan, mülk değildi...
Zaman, zeminle buluşmuş
Haldi artık zuhuriyet
Kod adı cumhuriyet
İşlemci ve yol haritası Atatürk
7-Bir ses
Bir ses
Sanki ıssızlığın düşünmesinde
Bir imdada
Bir birliğe heydi
Kesret içinde kesretin var oluşu için birlik
Bozkırda yankılandı
İzmir'de can kılandı
Ölümle bağımsızlık arası
Hedef Akdeniz
Satıh vatandı
Görülmemiş şeydi
Kenetleniş, yol oluş...
Bir millet utkusu ile buluşuyordu
Türk'ün vuslatı kanamıştı
Yaman olurdu Türkü'n tutkusu
Dirimi, ölümüne tutardı anları adeta
Barışa, özgürlüğe, hasletine
Sanki önceden beri sözlü idi bunlarla
Bir özlemişti ki
Bir halk kendisi oluyor
Kendi gibi davranıyor
Dev kendisini görüyor
Türk'ün yeni kaderi
Geleceğin ağlarını örüyordu
Güç yüreğe sığmıştı
Ne depremler oluyordu şimdi
8-Yüz yılların uyuşmuşluğunda uyanıştı
Ne arabı tanırdı
Ne de uğur böceğini
Sarışın devin çekeyinde
Biçilen gömleği attı
Zamanı, yeniyi biçti
Saltanatı, yaşayacakları;
Hilafeti ise, kendi var oluşuydu...
9-Söz
Vahdetin altında.
Bir varoluşla yaşamak
Ülkesi, namusu için
Cephede ateşi yaşarken
Güvenin karar alışında
Ahit için toprakta yatandı.
Kurulansa
Cumhuriyet ve vatandı
10-Vefalarda ahit vardı da
Ahitlerde vefa yoktu
11-Kimi dem, bünye dışı
Duygular kökleşti mi
Akıl fizanda tırsar.
Ufuk neydi?
Daha düne kadar çevrilip baktığı yer yoktu
Cübbeli cehalet
İşbirlikçiler
Talihsiz alışmalar
Kin kusacaktı
12-Ucubedeki zavallılık
Hançerin ucundaki kanla sırıtıyor
Adüv el ovarak kırıtıyor
Şerleri bir o, evet bir o; kaçırtıyor
13-Artık gök ağdan
Yer şadan
Bir oluşla birikiş
Vahdet Ata'dan
14-Akıl, akılsızlığı, kavrayacaktı
Hal ve ati kıyastı
Cehalet tasası
Yok demek değildi rontgen ışını
Görünür sistemin değildi yasası
Şimdi yeni sırasıydı:
Beyaz, organize olamayanı kırasıydı.
Ellerde, dillerde ve usta kalmayacaktı kir
Sarıdan, yeşilden, çıkmıyordu beyaz bir
Sarıdan tüm sarı; yeşilden hep yeşildi
Karışımdı, uyumdu, nicelenimdi beyaz ve her bir
15-Gün, kendi güncesinde değer
Bugüne ilişkin değilken, eğer
Kılıyorsan güne muhatap
Kırılırmış meğer
16-İki savaş vardı
Biri kazanılmış cephede
Biri sürecekti tepede
17-Karbondan biçimlenen bünye
Titandan davranıyordu adeta!
18-Bireydeki erdem Tanrı'dan esin
Bilim, sanat, üretmiyorsan; her nesin
Yön olmaz körlük, cehalettir, desin
İnsanlık yar oldukta, ne güzeldi sesin
Daha dün söyledim, destanın gönlüme doldu
Türk'ün sesi, şefkat ve esenlik iken
Arap'la; “imana gel melun” oldu!
19-Adam olunacaktı
Soran sorgulayan adam.
Aklını kullanan adam
Yurttaş gibi adam
Kula kul, kertesinden çıkmış
Yüzyılların imini yıkmış
Ezber bozan
Bir aydılanma
20-Sürekli yenileşecekken
Bilmezlikle aldanmayla
Yeni ezberlere gebe
Sesi ile, sözü ile, görünümü ile
Tutumları ile rahatsızlık kılan
Her dönem kullanılmaya amade
Sarıklı bilmezlik
Kara bağnazlık
Yine oturacak düşün soframıza!
21-Şaşmada akıl, şaşmada söz ve göz
Bilim torbada, ulema sanı!
Kurtuluş; türbe ve tarikatla, kanı
Cehalet kol gezer, sarmış her yanı
Cumhuriyetle gelen ilim irfanı
İlke edip, çalıştıramazken, hür fanı
Odunumun parası dercesine ikide bir
Musluk gibi kaçıracaktım türbanı
22-Cumhuriyet kazandırdıkça
Doğal eşiği aşamayan
Cahil travmam sazansınacaktı.
23-Özgürlük değildi, dağılan* hapı
Toplumla karışan, üretendir yapı
Toplumsal emekle, konurdu sapı
Yıldırım yağarken, paratönerdeydi tapu /kapı
24-Neması yer altı olan yaratıklar
Güneşi özleyemeyip
Karanlığı gözler ve yaşar
25-Evrimini ve devrimini bilmeyen uluslar
Soyutun nevrimini gösteririr:**
Ne ayrıcalığımız olacaktı
Çorum'u, Maraş'ı Sivas'ı
Anayasaya tecavüzü saymazsak
Bizdik şimdi Afganistan!
Bugünlerde sevgili Gazi!
İnsanlar olmuş nazi
Etniselere razı
Bilmemeyi bilmezliği
Fakru zarureti, illeti
Zilleti cehaleti
Anadolu yetim
Anadolu öksüz
Saydılar söz gürlüğü
Yaptılar fikir özgürlüğü.
26-Sömrülme beyin yıkar
Ne zaman
Bir dalalet gerekse
Kurtuluşçu inanlar çıkar:
28-Ortamı, ancak karanlık kaldırır!
Yeni tomurcuk göğüslü
Hurilerden mülhem ve cevazla
Algıdan masum sabilere saldırır
Görecelik yasasını eline alıp
Yaşamaya, bilimi anlamaya
Davet ediyorum diyemeyen kafalar
Risaley-i Nura! icabetle sarıktan tayfalar
29-Garabeti saldım hayıra
Akılı, akılsızdan ayıra
Taş üstünde taşı olmayan
Şaşkın, geldi gitti bayıra:
30-Kişi Mustafa
Birey Mustafa
Halksal Mustafa
Toplumsal Mustafa
Bir birine karışır
31-Şaşkın bakar, Güneş'le ufka takılır
Aydınlık için bir ışık yakılır
Kamaşır, göze aracı takılır
Güneş'e ancak dolaylı bakılır
32-Sürüşlük olan kör gaflet
Ne zaman dağılacaksın
Kara bulutlarınla
Verilmekle, sağlanmakla yetmiyor
Gayreti olmalıydı zamanla
Şevkle, imanla
O, da yaşatılış bilincindi
Nasıl yaşatılıyor
Nasıl bölüştürülüyorsan
Sahibiyetin de, o idi
33-Beyaz gecelerin
Beyaz düşleri
İmlerdende olsa
Sığınacak saçaklar aramakta
Bal mumundan
Biçimler bulsa
Eriyecek tasadan
Bir gerek vardı yiğitten
Ve el birliği ile akıldan
Çare gelmezdi nakıldan
34-Kolay değildi uyanış
Beyin dikilse beden sürüklüyor
Beden ayağa kalksa
Akıllar karışıyor
Zordu, zor...
35-Bilmece çözsen yol düşer
Akıl koysan kol küser
Bir düş ne kadar zor olursa olsun
Yol ihanetinden sızlıyordu
Çare dumandan mı
Duman çareden mi
Birbirini özlüyordu?
36-Küçük dev adam, an dikildi
Vakit ve eylemdi
Zamana sürat
Sürat, zaman oldu
Öncesi neyi bilmişti ki?
Şimdisi tırsa ve sora
Eylem verdi dağlayan kora
Bir su içimlikti, yeterki yora
Vız gelirdi patlasa da bora.
37-Eylem ve kılavuzdu yol bilinde
Söz ve gözdü görende dilinde
Şenlik var şenlik
Şölen kurula ilinde
Motif motif sevgi
İşlemlikti iklimde
38-Bir cennetten sarhoşun
Bir haksız güç sarhoşunun;
Başı daim engin düşerdi.
Her zorbanın bir Mustafa'sı
Her çelişkinin aşılan kemali
Zamanı geldi mi akılsızlığa küserdi
39-Yer yüzünden bir adam geçti
Küllerde cumhuriyet kuran
Gerçeğe hayallerin erişemediği
Sanki sığara dumanında boğulan
Fatih gibi fikirleri aşırttı
Tüm Dünya'yı şaşırttı
Küçücüktü, ama yapabilirlikle
Toprağı ısıtır denli, muazzam ve güçlü
Duvarını aşamayan
Engelini tökezlerdi.
40-Siperlerde çökerdi
Düşünlere düşün ekerdi
Sevdalarıyla, ayrılıklarıyla
Hırslarıyla, tamahlarıyla
Ve çilingir sofrasıyla dip diri
Masal olmayan bizden biri
Savaş kazanan devrimler yapan
Yoktan bir ulus kuran işte...
41-Yer yüzünde perdeyi aralayan
Yirminci yüzyıl insanları
Tek vahamet cehalete çöken
Yağdı yağacak buluttan mavi
Ruhu görecekti hale paralayan
42-Dem verirdi toprağa
Can verirdi yaprağa
43-Artık toprak topraktandı
Yaprak da yapraktan.
44-Güç çok şeydi
Sımsıcaktı
Ama namütenahi hak değildi
45-Daha neler vardı sıcağa hasret
Ne kadar üşümüştü toprak
Dünya bir han; çabaysa kesret
Yine de toprağa bir güç gerekti
Toplumsal yükümde görev tamamdı
Bir altıyüz yıllık vuslatı,
Dönüşecekle yep yeni özlemi, tattı
Bir On Kasımla sımsıcak
Ilık ılık duyguları; toprağa kattı
Adem Baba; Anadolu neden mümbit?
20.10.2008
(
Cumhuriyet Ve Atatürk başlıklı yazı
Bayram KAYA tarafından
12.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.