Nerde
kaldın can özüm, kurudu umutlarım,
Buyur, geç
şu köşeye, haydi içelim dostum,
Kaç defa niyetlendim kalkmadı kanatlarım,
Yoğrulup muhabbetle serden geçelim dostum.
Tutunduğum
dallarım, nasıl bir bir kırıldı,
Ben hep
vaat dinledim, ahd verenler darıldı,
Dost
bildiklerim gidip düşmanıma sarıldı,
Yazmıyor ki alnında nasıl seçelim dostum?
Yığın oldu
dertlerim sıka sıka dişimi
Bölüşmedim
zannetme soğan ekmek aşımı,
Gül attığım nicesi taşla yardı başımı,
Kimin umrundayız ki burdan kaçalım dostum...
Gözlerimdeki ışık aydınlığa yetmedi,
Vebal almam bilirsin, çilem niçin bitmedi,
Kader yakamdan tuttu, ölüme de itmedi,
Mermiyi maziye mi, kime saçalım dostum?
Onu sorma,
yıllar oldu el olmakla yarıştık
Ne hicranı
yaşadık ne vuslata eriştik,
Son perdede
usulen el uzatıp barıştık,
Bu mevzuyu kapatıp başka açalım dostum...
Çabuk
sarhoş oldun sen, ağzından bal damlıyor,
Geceye demir
attık, sabahı selamlıyor,
Zannetmesinler sakın bunlar hep akşamlıyor,
Boş
kalmasın kadehler, doldur uçalım dostum…
“Mutluluk
ertelenmez” dediler “yapma sakın,”
Her şey
üst üste geldi, olur ya akın akın,
Hayat oldukça
çetin, şükür ölüm de yakın,
Vasiyete
huzur yaz, artık göçelim dostum…
16.09.2016/ Fatma Çetin Kabadayı