Bir edimden öteye gitmez dediklerim.

 

Derleyip de yola sokamadığım sayısız akıl oyunu.

 

Zafiyeti belki de hassas ve yorgun kalbin ve kerelerce dinlesem de ezberleyemediğim onca şarkı.

 

Ne çok roman adı bende saklı.

 

Ne çok insan yürek yarası ibareli ama içi boş evlerde yankılanan ayak seslerimin hadım ettiği yalnızlık kadar da kör kuyulara hapis.

 

Kara sabahlar…

 

Aydınlık geceler…

 

Issızlıktan nasibini almışsan bir kez ve devamını getirmediğim onca hayat şarkısı: İçindeki gizli özneleri evrene mal etmiş, aşkı derine saklasa da saklayamadığı zulüm yine bir edimde saklı ama menşei kayıp bir belgeymişçesine onaydan geçtiğine dair hiçbir ibare koymaz iken Yaradan.

 

Saklı nidaları yüklenip gecenin bir vakti nara atan düş bekçileri: Hani, olur da gelip insafa yüklenir tüm dertlerini ahvalinin.

 

Sancıdan ölse de doğurmakla mükellef sayfalarca ihbar mektubu: Bir cümleden diğerine seğirtmekle mümkün aslında bağlı basiretin kilidi ve tüm hüsranı yine tek bir gülümsemeye sığdıran yeni doğmuş bebek saflığında iken şafağın kızılı, yüreğin batılı ve aşkın cafcaflı isyanı.

 

İşte bir gün daha girdi torbama ve yine çöktü gecenin bulutları oysaki gökyüzü ışıl ışıl hele ki dolunayın cüssesi iken sükûtun dengi o eşsiz sarı ışık ve yürekte saklı tuttuğum niyazı yudumlarken usul usul tüm gölgelere rest çekip sahip çıkıyorum gölgeli yalnızlığıma. Asılsız bu kez. Yanıtsız olduğunu bile bile soruyorum aynı soruyu: Olmazın oluru bir beyanata sığdırmışken o marazi sevdayı akıllanmaz başımın cezasını yüklenmekten bihaber iken bedbaht bir yüklemi dâhil ediyorum cümlenin sonuna:

 

Kayıp oysa. Cümle de kayıp aşk da.

 

Sonsuz bellediğim her şey kayıp.

 

Sıraya koyduklarım, hepten alt üst.

 

Kanıksamaktan ötesi…

 

Ötesizliğimin külfetinde rehin tutulduğum tek bir cümle: Islak, kaygan, varlığı hicap yüklü bir o kadar sıkılgan…

 

Aklın hangi mağarası ise börtü böcek kaplamış o rahvan zeminde takla atmak kadar da akla zarar üstelik cenup bir yenilgiyi sırtlamak hem de en akılsız imde takılı bir zihniyetle tüm zaafımı boca ettiğim şu akılsız kalem. Ki yanıldığımdan da öte yanılsamayı göz ardı ettiğim. Bildiğimi es geçip bilmediklerimi özümsemek adına tüm rahvan cümleleri dost bellemek hem de ne için? Ne siz sorun ne de ben söyleyeyim mi yoksa atacağım sönük bir kahkahaya yüklediğim hüznün defolu geçmişi. Hem de ne!

 

Mizacın yoksun bir nüansı aslında tüm olup olan. Desem ki…

 

Deseniz ki…

 

Demek istediğimden öte denmesini istemediğim ne ise.

 

Densiz bir sıfatı buhran belleyip tepe üstü çakılmaktan da öte.

 

Sancılı hem de nasıl.

 

Sargılı bir benlikten arda kalan da işte bu kadar olur hem de soruları yadsıyan bir kalabalıktan ziyade önyargılarına sıkı sıkıya bağlı. Artık ne hikmetse.

 

Düğümü çözebilmek pek de olası değil zira denemediğimi kim söylediyse buyursun el versin ve sayısız detayda kaybolmanın ağırlığını duyumsasın üstelik kaldırabileceği tek bir hükmü korkmadan fısıldayabilirim kulağına.

 

Sakıncalı ikilemlere yol verdikçe ardı ardına gelen o zincirleme kazanın müsebbibi olarak fazlasıyla efkâr bastı. Ne gam… Ne kolay oysa demeyi inanın ki çok isterdim lakin zorluğun skalasında hangi aklı evvel seçenek ise çoktan kullandım ben hakkımı.

 

Zihniyetler kurcalarken aklın ırmaklarını hem de alabora ederken tüm gerçekleri inanın ki süt liman bir denizde boğulmak fazlasıyla mahrem bir istem olurdu üstelik kimselerin olmadığı ve cafcaflı bir ölüm.

 

Sondan başa sayarken çubukları ve boca ederken pembeyi siyaha, nasıl bir istila ise artık bu renk cümbüşü tüm farkındalığımla yineliyorum çağrımı.

 

Yolunuz düşerse hüzne tüm fitne fücur ihtimalleri göz ardı edin ve sadece bekleyin hem de tüm ısrarınızla. Bilin ki yeni gün de yakın en az ölüm gerçeğinin her daim ıskalama gerçeğini akılda tutup umutla yürürken şafağın kıyısında.

 

( Cümle De Kayıp Aşk Da... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 28.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu