Muteber aşkların çetelesinde

İflah olmamış bir gölgeye verilen müebbet.

Muğlâk bir sancının kopçası yine

Ömre teğet geçen bir kelamda saklı yitik özlemlerim,

Şeceresinde infilak eden bir yüreğin arka sokağı adeta

Sahiplenilmemişliği rükû eden bir niyazda

Darmaduman şehrin umudu.

 

Başaklarda gizli oysa

Doğmamış çocuğun bahtına yazılı fermanı

Tokalaştığım dünlerin pervasızlığında

Gizli bir özneyim,

Sanrıların ikbalinde onca teferruatı hatmederken şarkı.

 

Keşişin güncesini okuyorum şimdi,

Kaçak bir gölgeyim ve ihbar edilmenin telaşı,

Hayli sakıncalı bir tezahür tüm yalıtılmışlığın isyanı,

Meylederken ilk dizede

Aklın hükümranlığında kısık bir lehçe,

Doyumsuz gönlün ettiği feragati de gizliyorum hanidir

Ve gizleniyorum cebimde sayısız safsata mı da,

Adı olmayan adamların bakışında kirli bir isyana

Denk düşmenin günahı mı yoksa

Ertelediklerimin pişmanlığı?

 

Hani olur da telaşla evrilirim,

Kıblemde tutuklu sevdamı ellere veririm:

Demedim, say ve gördüğünü de unut,

Sakla sen sakil adımı ve koy cebine ardından

Yumul en yakın köşeye ve savur göklere

Aşkını, isyanını;

Unutma Tanrı’dan dileyeceğin affını da.

 

Hüznümü savsaklarım ben;

Sen merak etme,

Düştüm yakandan

Oysa gözümden düşendi sevdan,

Kimseler de bilmedi bu aşkın zafiyetini.

Hor gördüğün en ham meyveyim,

Ereceğim hidayetin kim bilir hangi durağındayım?

 

Ben, ben olalı sensizleştikçe devran;

Sen ezelden yitik bir kelam,

Demediklerimle yaşıyorum;

Dediklerimle yadsıyorum

Ve püskürtüyorum evrenin kirini,

Arındığım bir lisanda tutturduğum

En acıklı şarkı:

Adını unuttuğum anlamsızlığın

Anlam olmayı dilediğim sair gölgelerin,

Bir an evvel kavuşmayı dilediğim:

Yitip gitmelerin tecellisi belli ki tek tesellim…




Kötü bir duygu zaman ve mekândan ayrı düşmek biraz da bağnaz bir gölge tüm istikrarsızlığı yine kendine mal etmek…

 

Geçit vermeyen bir tünelde hapsolmak ve eşlik eden karanlık.

 

Duyguların geçit vermediği huzurun tınısında garip bir duyumsama şekli ve tahayyülü yine ıraklardan ulaşan.

 

Duru tebessümler… Dupduru ve diri bir aşk kadar da kıymete binmiş.

 

Kırılgan bir nüans, bir pervasız tokalaşmanın müridiymişçesine çalıntı sevinçlerde gizlediğimiz suçlu yanımız. Kokarca misali, yarına çıkmaz ümidiyle deşifre ettiğimiz nice yalan.



( Keşişin Güncesini Okuyorum Şimdi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 6.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu