Sistem akdi içinde “kendisine göre olanı” buyuran vardı, bunu buyrulana göre yerine getireni, vardı. Kendisine göre söyleyen vardı. Bunu söyleyene göre anlayan vardı. Kendisine göre iradesi olan vardı, bu iradeye göre ram olan (tevekkül eden) vardı. Kendisine göre sözleşme ortaya koyan vardı. Hiç bir itirazsız sözleşmeye evet diyenle beraber iki taraf vardı vs.

 

Mamon, kendisini anlatan dinin nüvesini oluşturmuştu. Ortamın koşullarına göre nüve iradesini tadat edip; öğütlemek te dinlerin işiydi. Din bu tarz gelenekleşme gören ekleşme oluşuyla bir güç kullanımıydı. Mamon müktesebatla öğretinin İlk aşaması; gelenekleşen dindi.

 

Mamon'du aşama içinde meşru kılınan ilk şey; mülk sahipliği ve mülkün kullanım tasarrufu da dinin kullandığı güçtü.  Dinde gelenek, görenek kılınan tutumlar, takım erkli gücün kullanımı olmakla; rahatsızlığın kaynağıydı.

 

Takım erkinin, kendine göre olan geleneği, göreneği içinde, olup bitenleri çökeltme yaptırır olan bir sedimantasyon işlevi vardı. Bu bağlamla din; gelenek görenek olmanın dışında böyle bir mana değildi.

 

Köleci müktesebatın gelenek görenek özlü öğütçü çekim alanı içinde; açık açık görünmekle rahatsızlık kaynağı olan ve rahatsızlığın asıl muhatabı olan takım erki, alan içinde yavaş yavaş çekildi. Alan içinde boşaltılan somut takım erkinin yerine, onun yerini dolduran mamondu anlamanın ezoterikti anlatımlı olan manası; yavaş yavaş geleneğin içine kondu.

 

Geleneğin içinde takım erki gücü yerine takım erki gücünün gizli temsilcisi olmakla Mamon’du mana konmaya başlandı. Artık din diyeceğimiz geleneğin göreneğin merkez gücü çekim sedimantasyonunu da, Mamon yapacaktı. Mamon dinin içine müdahil olmuştu.

 

Burada Mamon’u anlamada güçlük çekene şu cümleyi de yazayım. Mamon özel mülk edinmeli ortam süreçlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte kişilere özel sahiplik iştahını veren bir ortam alan etkisiydi. Tıpkı totem ve totemi alan etkisi gibiydi. Kolektif olanı özel mülk sahibi kılmanın müktesebatı oluşla ilahın karşısına çıkartılan Mamon, şimdi de bu müktesebatının içine girmekle mülkü tasarruf etmeyi ruhsat eden dinin, mana anlaması olmuştu.

 

Mamon; çöktürme süreciyle veya ortamı kristalize etme süreciyle, köleci sistemi ikame eden mana düşüncesiydi. Mamon’un ezen güç olmasının yanına; acıyan, merhamet eden veya baştaki değişmez takdire karşı kendisine de mal mülk verecek umudu taşıtan mamon yedekleri, inşa edilmeden sistem nispeten kararlı şekilde yürüyemeyecekti. Takım erkleri birliği, sıfatları olan mana düşüncesi birliği gelenek göreneği oldu. Din dediğimiz sistematiğin içinde takım erkinin tasarrufu ve ayak takımı erkinin de sığınma, teslim olma ve bu sığınması karşılığı; şefaat görme türü kullanımlı iman akdi oldu.

 

Görüldüğü gibi ön ittifak kolektif ligine bayrak açmakla özel mülkçü kullanımın tasarrufu oluşla ortaya konmasına başlanan ilk demokrasi biçimlenmesi; tek taraflı bir kullanım tasarrufu oluşla; ortaya çıktığı zamanda çok şiddetli dengesizlikti. İlk demokrasi, kolektif olana karşı özel mülk olanın muhtariyetiydi.

 

Şiddetli dengesizliğin verdiği rahatsızlık nedeniyle süreç en çok mülkü olandan, en az mülkü olana doğru mülki seçilimle nispi bir egemenlik paylaşımını Atina gibi alanda deprendi. Oligarşi karşısında sinek gibi ezilebilir küçük mülk sahibi birçok El sahiplikleri olan zenginliktiler. Bu deprenme (sarsılma) nedenle saray-tapınak oluşmalı oligarşi yönetiminde söz sahibi olma iradesi içine yedekler sokuldular.

 

Mamon kullanımlı irade tasarrufu, El, Baal, Rab gibi birçok küçük zenginlikleri; yöneten oluşma olan tekil iradeleri; oligarşi müktesebatla gelenek ve göreneğin (dinin) içindeki Mamon'un; birliği ve yüceliği oluşla telaffuz ediliyordular.

 

Kölelerin Mamon’u tazim etmeleri gibi serpinti halinde olan küçük mülk sahipleri; ittifakı oligarşinin ittifakı içinde; oligarşi olan Mamon'a tazim ve yüceltmelerde bulunmanın bağlılık akdini seremonine ediyorlardı. Tazim etme her ittifakın sürer olmasında bir karineydi. Tazim etme ittifakın damga, onay şartıydı. Tazim de; tazelenir, tekrarlanır olmasıyla imandı; ibadetti.

 

Saygılama tazimi (tekrarlanan tekrarlandı olan övme sıralamalı, ululama, el etek öpme, diz çökme, secdeye varma)  yapılmaktan vaz geçildi mi, o anlaşma; o boyun eğme; o riayetçe olma; sona ermiş olmakla o iradeyi tanımamaktı. Artık süreç o günden bu güne böyle gelişecekti.

 

Atina'nın dörtte üçü köleydi. Geri kalan efendilerin nicelikleri çeşitli değerlerde olmakla; özgür mülk sahibi kişilerdi. Oligarşi demokrasisi, küçük mülk sahiplerini de kendi müktesebatla iradelerinin içine katmakla oligarşi karşısında yedeklere küçük, bağımsız bir irade tanıdılar (iradeyi cüziye tanıdılar).

 

Demokrasi oligarşiden küçük mülk sahibine doğru olmakla genişlemişti. Ama bu tür irade kullanımı olan demokrasi henüz bugünkü demokrasi değildir. Henüz köle iradesi bu irade içinde yoktur. Mamon müktesebatla olan demokrasiler içinde, mülkü olmayanlar; nasıl bir tasarruf kullanacaktılar ki?

 

Bu soruya cevap vermek olanaksızdı. Her şey Mülkün kullanımı hakkı olmakla tasarruf ve düzenleme edilmişti. Tüm düşünsel ve eylemsel çıkarımlar; mülkün yönetir olmasına göre çıkarım, düşünce ve eylem olmak zorundaydı. Bunun aksi bileşik olmakla tekil Mamon’du iradeye isyandı, münafıklıktı, kâfirlikti, imansızlıktı. Tekillik 550 milletvekili olan meclisin o ülke için bir tek meclis olması gibidir.

 

İşte bu nedenle Mamon iradesinin irade ekseni olduğu bir egemenlik dönemi içinde yukarıdaki soruya cevap bulmanız olanaksızdı.

( Demokrasi Tarihi 3 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 11.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu