Köleler, ya da mülk sahibi olamayanlar arkaikti ortaklaşma süreçli kendi imgelerini özleyip ereksiyorlardı. Mülksüz oluş ya da devletsiz oluşla kişiler eski ortaklık ahdi olmanın imanına özlem duyuyorlardı. Yani eski ön ittifaklı iman mukavelesini ereksiyorlardı.


 


Devletli olan efendiler (mülkü olan efendiler) kölelerin bu arkaikti imanlı ortaklaşmaya olan özlemlerinden kaynaklı ereksime yaptıkları duyguları ve hissi kablel vukuları üzerine köleci imanı yüklediler. Böylece köleler yeni bir imanın (ahidin), kulvarına girmiştiler.


 


Devlet (yani mülk) kült merkezlerini, aşiret, oymak, mezhebi (totemi düzlemli etnik mantıklı sığınmalı) durumlarına rücu etmişti. Mülklü oluş yani devletli oluş; köleci iman olan dini yapı ahitleri gibi parçalı bir yığın etnik var oluşların yorumu ile sentezlenmiştir.


 


Bu devletli olmanın içindeki parça inşaca imleçler, sınıf sal egemenliğe ait, ezen sınıflı egemenliğin kendi manevi imgelerini bu sosyal durumlu parçalı imgeler üzerine bindirmesine çok uygundu.


 


Devlet te (mülki oluşta) sentez ürünüydü. Bu sentezlerin biri de sosyo toplumsa kurumlardı. Bunun yanında devletli oluş birçok zümrelerin sosyo toplumu sömürmesine matuf bir yapıydı da.


 


Bu sömürülü durum, ortaklaşan arkaikti yapıya göre yeni yapı içinde kişilerin devletli (mülk sahibi) olabilmeleri için süreci enfekte kılmasıydı. Yani devlet (mülk) olmanın bunca olumlu yararı; devletin enfeksiyon deposu olmasına hiç te engel değildi.


 


Devlet yani mülk; özel mülk olmanın (Osmanlı mülkü gibi) asıl işlev oluşuna hizmetle; sentezi gerçekleştirici; sentezin özel hukukunu düzenleyen; yapısal bir kurumlaşmadır.


 


Mülk (devlet) bu organizasyonlarla hayli soyut bir anlam ve anlatım olmuştu. Bek raundu unutulmuş. Devlet baba devlet ana olmuştu. Devletler günümüzde şirketler topluluğu oluşla parçalı çalışmaktadır.


 


Bu tür sosyal ulus devletçiliği (mülkçülüğü) giderek tekelci “özel sermayeli”, organlar sentezine dönüşmektedirler. Gayrimenkuller, emek, istediğin kadar senin olsundu. Yeni mülk ve devletli olma şekli olan sermaye seni yönetirdi.


 


Çevresine doğru genişleyen ve içine başka mal mülk sahibi başka egemen bay erklerini de alan devletin içindeki yapılar özel mülkçü birçok parça unsurlarıyla farklıydı. Veya benzer üretim hareketlerinden oluşuyordu.


 


Bey erkleri sahneyi yavaş yavaş egemence devletli olmanın büyüyen egemen eşme sürecine bırakmıştı. Bu süreç El’in yeni bir ruh anlayışı olmakla; kişisel El’i, herkesin El’i olan Mamon anlamasına dönüştürecekti. Sömürü El birliği yaptı.


 


Kimi devletli oluş içinde bir kişi; içinde insan, yani kadın erkek, yaşlı çocuk ta olmakla, canlı cansız taşınırlarıyla; taşınmaz olan her şeyin sahibi olmakla devletliydi. Yani devletli olan; mallı, mülklü tekil kişiydi. Ve giderek kişilerdi.


 


Devleti yapıları (mülki yapıları) oluşan bağlamların içinde zorunlu ve çoğu kes cebri sentezli oluşmalar ortaya çıktı. Devletli olan sentez, doğal ortak (kolektif) oluşa karşı yansımaların ve yansıtılmaların devletten tecrit edilmesi anlayışını ortaya koymasıyla devletli oluş gelişiyor, giderek karmaşıklaşıyordu.


 


Devlet (mülk sahibi kişi) kölelere ürettirirken süreci kolektif gücün (alan içindeki kabul ve beklenti olan ortak gücün) totem dönemden beri düzenli olan üretim hareketine göre kendi üretimlerini yaptırıyordular.


 


Ama ortak güdenle üretim yaptırıldıktan sonra, iş paylaşıma gelir gelmez istihsal ürünlerin tümü devletli olanın oluyordu.


 


Devletli olan da, yine mülkü olan kölelerinin yarın yeniden çalışmaları için doymaları gerekmeli beklentileri gerçeği karşısında bile; efendiler kölelerine lütfediyordular!


 


Bu olumsuz süreç özel mülkçü devletin sentez unsuru olan tarihselliğini, bize yadsıtmamalıdır.


 


Düzenli sosyal genetikliğin başlangıcı, totem dönemdi. İman farklı sosyal genetik içinde olan totemi yapıları; temas eden ittifakı yapılar içinde tutmanın mantıki öznel bağ enerjisiydi.


 


İttifak içinde ittifakı olan totemi yapıların ittifakı olmaları içindeki asıl temel nedenleri, üretim hareketi kaynaklı tavırlarıdır. Bu hareket içinde ne sömüren, ne sömürülen vardır. Artık ürün olan birikme özel sahiplik olmadığından yine ortak sahiplikle ortaklığın kullanımıydı.


 


İttifak içinde farklı totem meslekli ürünlerin karşı totem grup için de üretilip karşı totem meslekli grubun totem ürünüyle değişilmesiydi. Yani bir grubun kendi totem meslekli yiyeceğini karşı grup içinde üretmeye başlaması ve karşı totem ürünle kendi totem ürününü takas etmesiydi.


 


Üretim nesnelerini değişme işi karmaşır olunca; kural, kaide ve yeni ittifak şartları olan iman ahitleri de, sık sık değişti. İleri süreçli yeni modülasyonlara göre ittifak imanı üzerinde öznece anlayışa göre ittifak kendi akdini yaptı. İttifakı iman köleci sistemden itibaren grup imanı yerine kişi imanına dönüştü.  Sömürüye, çıkara konu olan kişi imanı devletli olmadaki bu ana tarihselliği, dışlamaz.


 


Mülk olan (devlet olan) örgütlenmedeki mülkiyet ilişkileri 16. Yüz yılda ulusal himayeci yapılarıyla birlikte yeni tipten örgütlenmelerin içinde de yeni şekliyle mülkiyetli (devletli) olup; bu durumun yeni yeni gelişmelerine de gebe oldular.


 


Süreç sermaye sınıfı, yani para adamlığı dediğimiz kendi burjuva ve kapitalistlerini (anamalcılığını) köle sahipliğine karşı olmakla kendi modern kültür köleciliğini ortaya koydu.


 


Kapitalist mülk, tekelci sermayenin kült merkezi olmakla yeryüzünün tamamını, kendisine çevre yaptı.


 


Para adamlığı olan burjuva dünya görüşü, özel mülkiyetçi yapı kökenli olmakla; bireyci ya da kişisi dünya görüşüdür. Kolektif emekle topluma ürettirdiği bütün değerleri ele geçirip; satın almanın para ve kâr hırsıdır. Hür teşebbüs ve kutsal sermaye denmekle bu devletli oluşlar kutsanır.


 


Burjuvalar toprak ve köle sahipliği üzerinden ilkin toprak ve köle sahiplerinin karşısında el işi yapmadan paranın kira, getirim ve faiziyle dünyayı da yönetmenin mülkiyet biçimiydi.


 


Anamal artık sahte değer üreten yerine geçmekle paraydı. Değeri üretmede kolay değişim nesnesiydi. Aracıydı. Ama değer üreten diye insanların beynine mıh gibi çakılıyordu. Öznel ve kasa dek nesnel emeğin gücünü dışlıyordu.


 


Burjuvalar parayla devletliydi. Yeni devletli olma şekli yön değişmişti. Para üzerinde her şeyin sahibi olunuyordu. Para her şeyi satın alıyordu. Para karşısına üretmeyen üretimde aracı olmayan onur, gurur konu iş sulandırılıp, şirazesinde çıkarılıyordu.


 


Paraca devletli olma muktedirliği, eski köleci mülk sahipliği şeklini tanımıyordu. Kendisi yeni tip mülk sahipliğiydi. Kâğıt üzerinde sanal mülk sahibi olmakla; merkezleri yönetendi.


 


İnsanlar başlangıçtan beri kendilerinin tükettiğinden daha fazlasını emek gücü ile üretmekteydiler. Emek gücünün ortaya koyduğu artık değerin köleci sömürü ve birikimi; para olgulu dolaşımın arkasına gizlendi. Böylece ortaya konan şey, para üzerindeki kârla, ticaretle yeni sömürüydü.


 


Anamalcılık olan kapitalizm, özel mülkiyetçilik üzerinde yapılan üretimlerin de paraya dayandırılması işiydi. Emeği gözlerden kaçırıp, parayı ve kârı kutsamaydı. Yeryüzünde şimdilik bir kaç para odaklı kâr merkezleri vardır.



( Somut Şeyler Soyut Oluyordu 5 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 25.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu