Direnci umutla
taşımak
Kanayana yarayı mı
kaşımak
Kavgayla yaşamak olmaz
Direnç derken sessizliğin
bağrına
Güzelliğin çağrısına
kurşun sıkmak değil
Ellerimizde prangalarla
zincirler
Zincirleri yastık
yaptık diyenler mi?
Mahkûm yoksa sebepsiz
zincir takanlar mı?
Yoksa ellerine kendi
kendine zincir takanlar mı?
Özünde fırtına
gezdiren kasırga ile yok olur
Biz güneşi taşıyoruz
gönlümüzde yarınlara ışık olması için
Kavga ile direnci
umuda taşımak olmaz
Gülümseyerek sarılmak
dururken
Karanlığı kavgalar
yırtmaz öfkeyi kavgalar bileyler
Gülümsemeler yırtar karanlığı
öfkeyi sakinleştirir
Gülümsemek var
sevdamızda gönlümüzde
Boşuna mı koyuldu
oraya ey açıp da görmeyen körler
Özünde fırtına
gezdiren kasırga ile yok olur
Biz güneşi taşıyoruz
gönlümüzde yarınlara ışık olması için
Sessizliğin sesini
dinlemek huzuru ile olmak dolmak var
Kavgadan uzak
birliktelikle buluşmak ciddiyetle durmak
Ay ışığı gibi
parıldayan gecenin karanlığında gönül ışıldasın
Her adımda
duygulardan gülümseyen yıldızları gökyüzüne dizsin
Yaralı bir gönlü
karanlıkta kaybolurken sarsın terk etmesin sakın
Özünde fırtına
gezdiren kasırga ile yok olur
Biz güneşi taşıyoruz
gönlümüzde yarınlara ışık olması için
Kul Mehmet’im
şiirlerle gönüllere güzellik yazılacak
Yalnızlıkla yaşamak
güzel diyenlerin yokluğu karalanacak
Kendimizi ararken
kaybolmak yerine kendimizi değil biz bulunacak
Şiirlerin satır aralarında
gülümsemelerle biz olacağız
Öfke ile alaca karanlığı
çağırmak yerine
Gönülden Gönül’e
selam vererek aydınlık güneşin doğmasını isteyeceğiz
Yıkmak bize sevinç
umut vermez kahroluşu getirir
Cömertçe sarılmak
birbirimize sarılmak varmak olmazsa kavgalar bizi bitirir
Özünde fırtına
gezdiren kasırga ile yok olur
Biz güneşi taşıyoruz
gönlümüzde yarınlara ışık olması için
Mehmet Aluç-Kul
Mehmet