Çocukluğumda kaybettiğim gazoz
kapakları gibi
Kaybediyorum yavaş yavaş yaşadığım
ömrü
Gazoz kapaklarını kaybederken
çocuktum tecrübesizdim oysa
Hayatın kaybedilen biten bir ömür
olduğunu bilmiyordum
İçimdeki heyecan coşku zirve
yapardı hep gülerdim
Şimdilerde çok zormuş gülmek
sadece tebessüm edebiliyorum
İşte çocukluğumun biten ertesi
günü delikanlılığıma koşarken
Oysa boşuna bu kadar sevinmişim tükenen
nehirde yüzerken
Sustu bir anda sevinçlerimin
coşkularımın coşkun sesi
Oysa ne kadar güzel okurdum
kitapları
İçindeki gülümseyen hayatı birden
sırrı neden nasıl kayboldu
Kaybolmaya doğru gidermiş hayat
bilmezdim öğrendim
Öğrenirken işte şimdi o güzel
günlerimle kendimi kaybettim
Çocukluğum zevk neşe sefa
mevsimiydi beleşten yaşarken geçti mevsimi
Hayatın ağır yükü bindi sırtıma şimdi
usul usul hayatımı yaşıyorum
Titriyor şebnemler benim gibi
ısıtacak güneş üzerine doğsa bile
Oyunlara sarılırken şimdi
boşluklara sarılıyorum durup dururken
Böyleymiş hayat öğrenilmesi kolay
sırtında ağır yüküyle
Bekliyorum çocukluğumun düşlerim
ülkesinde gelecek haberi
Gel dediğinde bırakacağım her şeyi
koşacağım arkama bakmadan bir an bile
Mehmet Aluç/Kul Mehmet