İnsan olarak yaşadığımız bu dünya üzerinde, var olduğunu farklılığını iradesi ile bu hayatta olduğunu, merhameti hatta bu merhameti sağlayan Yüce İslam dini ve imanı gönülden gülümsemesi ile belli eder ve insan olarak var olduğunu ispatlar. Yoksa zulüm ederek düz yolu yokuş ederek karalayarak, falan filan insan olmadığını kendisinin bir değerinin varlığının bir hiç olduğunu ispatlar. Yüce Allah c.c gönderdiği İslam dini ve nur Kur’an ile biz insanların bilinçlenerek yaşadığımız her anı, bu İslam Ve Nur Kur’an ve nur Resul ile süslememizi ve hayatımızı da bu emirleri doğrultusunda uygulamamızı istemektedir. Bu emirler biz kulların, bu dünyada tüm güzelliği merhametin ekseninde imanın görüşünde Nur Kur’an ve Nur Nebinin peşinde giderek, sürdürmemizi istemektedir. Bu emirler ile kul aklını başına toplar izan ve akıl ile yol almasını sağlar ve dünya ahiret mutluluğun kapısını cennete açtırır. Gerçek hayatımıza ve bize özgürlüğün kapısını açacak tek şey, Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah c.c. teslimiyettir.
İşte bu yüce dinimizin
bize sunduğu farklılık, tüm hayatın her alanında insana ulaşmada yardım etmede,
birinci vazifeli olarak bir yük yüklemektedir. Yalnız kendinin değil, insanlığın
mutluluğu için derdine çözüm aramak için, sen bu âleme geldin derken, yalnız
olmadığını Âlemlerin Rabbinin yardımını da yanında olacağını bildirmektedir,
Nur Kur’an ve Nebisi ile. Hayatın her alanı, gönlündeki İman din Nur Kur’an Nur
Nebi ile nüfuz etmeyi tüm sorunları bu görüşün bakış açısı ile çözmeyi, bize
bir vazife olarak vermektedir. Cevapsız sorulara cevap, çözümsüz çözümlere çözüm, derdi olana
derman deva üretmeyi aramayı biz kullara Rabbim birinci ve tek görev olarak,
diğer kullarının mutluluğunu ve saadeti için çalışmamızı istemektedir. Öyle ise bu mükemmel din mükemmel Nur Kur’an ve Âlemlere Rahmet Peygamberin
izinden, neden gitmekten zorlanıyoruz uzaklaşıyoruz? İşte var oluşumuzu
farklılığımızı dünyanın daha güzel olmasını bununla sağlamak var iken, bize bu bir
lütuf olarak sunulmuş verilmiş iken, bundan kaçmak sadece aptallık olacaktır,
nefis şeytan ile arkadaşlık yaparak, geçici dünyanın yalanına aldanmış
olacağız. Bilinmezliğe insanı sürükleyen
insanın dünya çıkar ilişkisi ile örülmüş insan fikri düşüncesi peşinde sürüklenmek
gitmek, bizi sonsuz hayata ve mutluluğa kesinlikle ulaştırmayacaktır.
Biz uzaklaştıkça, çözümler devalarda
bizden uzaklaşmaktadır ve sancılar hayatımızın her alanın sararak bizi çaresiz
soluksuz dermansız bırakmasına fırsat vererek, bizi yok etmesine olanak ve imkân
vermiş olacağız. Eskiyen bizi aklımızı
düşüncemizi her an canlı tutan bu değerlerimiz, bizi yeniden her an her saniye
güncellerken diri tutarken yenilerken, bunun tam tersi, bizi eski kokuşmuş
insanların peşinde gitmeye zorlayan fikirlerin düşüncelerin peşinde gitmek hem
dünyada hem de ahirette ebedi saadete ulaştırmayacaktır, bu böyle biline vesselam.
Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç