Gurbete giden herkesin geri dönüşü hakkında kurduğu binlerce hayali, onu diri capcanlı tutar, hayatın olumsuzluğuna hasretine karşı sımsıkı bağlar. Yollar uzun olsa da bu hayalleri ile kısalır biran olur gurbetlik, kavuşmanın gizemli düşüncesi altında. Bazıları için bu hayal, uzun yoldaki bu anı düşünmek kavuşmak zor olacak endişesi çılgınlık gibi gelebilir, gelsin bazen de çılgınlık dolu düşlerin içinde gezinmek, mutsuzluğu mutluluk ile değiştirmek gerekir. Yoksa insan hayatın ağır yüküne nasıl dayanır, nasıl sırtında taşır?
Bazen hayatın bir gölge
oyunu olduğunu, bir karartı şeklinde yaşanılarak sona erdiğini, bu hasrete
ağırlığa dayamamanın korkunçluğu yaşamaktansa, kendini hafifleten düşlerin
içinde gezdirmesinde ne çılgınlıklar olabilir ki? Hayat bize bazen gülümsemeyin
derken bizi sınarken, gülümsemek bize neyi kaybettirecek ki? Hiçbir şeyi… Bizi
sonsuzluğa taşıyan bu hayat ve bizler bu sonsuzluğa layık olmak için çabalayarak,
hayatın ağır yükünü hafifleterek gülümseyerek gülümseterek, sonsuzluğa layık
olabilir ve hayatla barışık yürüyebiliriz.
Hayat üzerimizdeki bu ağırlığı
bu gülümseme ile atarak hafifleyerek son nefeste, gökyüzüne çıkmamızı
istemektedir. Bize ağırlık verecek nefret kin umutsuzluk bencillik ancak
taşıyamayacağımız yüklerin altında yerlerde sürünerek, son nefeste semaya
yükselmeden bir çukurda çekeceğimiz ıstırapla sonsuzluğa bu ıstırapla
götürmekten başka hiçbir şeye yaramayacaktır. Hayatta varlıkla/yokluk arasında
yaşamak için gülümsemek var olmanın işareti güzelliğidir. Bundan gayrısı varlık
içine girmeden yoklukla yok olmaktır ıstıraptır matemdir.
Yaşadığımız bu gök kubbenin altında hayatın gizemli olan
gülüşünü gizemli sözlerle yaşamak ve yaşatmak gerekir, bu gizeme ulaşmak
gerekir ki hayattan bir tat lezzet alalım.
Sırra vakıf oldukça daha da çok güzellikler bilinecek hayat anlamlı
olacak bizim için. Gözümüzü siyah olan renge dikmek yerine tüm renkleri,
desenleri de görmemiz gerekir ki renkli bir hayatımız yolumuz olsun. İşte bu
nedenledir ki nefret kin kadir kıymet bilmemek vs. binlerce kez tanımını okusanız
da size bir mutluluk hayata bir bakış açısı sunmayacaktır çünkü gerçek olana değil
de, körlükle bakan körlüğü görür. Karşımıza çıkan fırsatları bir değere dönüştürerek, birden bir karşımıza çıkan
hayatın kendisine alışarak, bize vermek istediği var olmak/ yok olmak adlı
öyküsünü yol haritasını kendi fikrimizle bir anlam katmamızı beklemektedir. Nedir
bu anlamlar? Kadir kıymet bilmek, gülümsemek, sevmek, değer vermek, yanında
olmak… Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah bu hayatla bizi sınarken, bizim
hayatımızın içine neleri katıp katmadığımız görmek istemektedir. İçimizdeki
saldırganlığı savurganlığı isyanı benlik duygusunu değiştirmek güzel olana
varmak hayatın ta kendisidir. Bu bir hayal olabilir, bir düş olabilir ama
illaki bir gerçektir bizimde bunu gerçekleştirmek için çabalamamız
gerekmektedir vesselam… Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç