Zaman ufalandıkça sandığın dibinde
Aykırı nizamlarda saklı bakir gecenin
ufku.
Zan’dansa zindan misali
Tereddütlü bir günün ölüm fermanı
Yine didik didik içimin pamuklara
sarılı yalnızlığı,
Efkârı yâd ettim madem
Bu mu olmalı şairin zikri?
Kundaklanan devranda asılı asal
hükümlülükleri
Ondalıklı aşkların paydasında
Zehir zemberek şeytanın nutku
Bir de tutulmuşsan ay misali
Tutanaklara geçir hani
Ya da sus ebediyete kadar,
Sar sarmala beyit beyit hangi acıysa
Ser ver zannınca sır ver kendimce.
Susuver ya da günün körü hatta
Gecenin ayazı
Yüreğin yufkasında demlenen mayıs
misali
Körel yeri geldi mi yüksünmeden
Ama açık etme de
Yüreğin kurduğu bağdaşı.
Zencefilli sözcükleri öğüt aklınca:
Öğüt ki aklansın ruhun,
Pekişsin dirayetin
Bir de sor bakalım
Bu mudur bilinmezin kerameti
Üstelik kıyımda iken meali
sessizliğin,
Aşk fakiri oysa ne çok engin bildiğin
Katmer katmer aç sadece
Ya da gül bildiğince:
Gül ki dağılsın zalimin zulmü
Ya da sonlandır zamanı
Eşleştiğin bil ki sadece senin değil
Evrenin fıtratı.