Haznesinde bulutumsu coşku,
Gölgeden gayrisi safsata,
Ölümlü hücrelerin kanadığı sefaletin
de
Dik alası z/amansız ısrar
Önce korkularımı aldırdım
Düşlerimi de az evvel:
Konakladığım suretinde aşkın
Telaffuzu en zor şarkıydı gözlerin:
Hani karadan beyaza inen düş perimde,
Namert bir isyanda tünerken nice
münafık
Zannımca kelamım alındı hem de nasıl
Yalanlardan;
Zehrini de boca eden ifratında
Gök kubbe yangın yeri madem.
Dememe meyyal bir önsezide ısrarlı
Çatık kaşlarımda gönülsüz bir seğirme
babında
Elası gözlerimin
Edası yine bana özel bir hüzün;
Peri masallarında en güzel tebessüm
aslında
Mağlup geldiğim beşinci iklimde
Altıya çeyrek kala;
Ah bir de sus payı bir söylem yine
nazarında
Şiirime kondurduğun buse tadında
Aşkın en saf hali.
Üstelik derinde en derinde bir hutbe
yine
Gözlerime çektiği mil bilinmezin,
Görmediklerime de kefilim dercesine
Başımda miğferim,
Ant içtiğimse anlatmaktan men ettiğim
Çürük düşlerim
Üstelik kovuğunda her birinin
En alımlısından bir cefa;
Kanadıkça yaralardan akan
Cenin babında aslında şimdi
Büzüldüğüm yine yüreğin çeperi
Hele ki adsız insanların heybesinde
Anlatmaya değmeyecek bil ki ne çok ne
çok hüzün.
Dibinde oynaşan karınca kararınca
kıpırtıları
Dünden yarına aktarmalı
Yarından ötesini boş verdim bile
Belki de boş vermişliğime kılıf
geçiren
Suretinde ölümün
Ellerimle kanlı resimler
Ölümüne sevdiğim nice insandan hatıra
Üstüne içtiğim bir bardak suyu bari
çok görmeseler,
Dememde bile günah yüklüyüm.
Bedellerimi öğüttüğüm yüreğin
değirmeninde
En hoyrat şarkıyı da mimledim
Etraflıca düşündüğüm muteber
ihtimalleri
Sanma ki kanıksadım durduk yere
Kabul mirim;
Hüzün tekneme zimmetliyim bir ömür.