Gülüşünü sevdim önce,
Derinlerin tizinde sesin raks ederken
içimde;
Gök kubbeye konuşlu yıldızı bir de
Üstelik tüm görkemiyle yaldıza
bandığım aşkın
Tetiğini çekip de
Yüz üstü düştüğüm ayan beyan
masumiyetini sevdim.
Hızır misali ektiğin her cümlede
Nasıl buldumsa kendimi,
Dokunmadığın teninde serkeş
varlığımın
Son durak dediğin hayallerini sevdim
bir de.
Kıpraşan geceyi vahametiyle,
Nakşeden sabahı asaletiyle
Sırra kadem basan dostlarımı da
sevmiştim;
Çok hem de.
Kara kalem peyzajında yüreğin eklem
yerlerinde
Sırıtan o çocuğu sevdim,
Diledim de sevmeni:
Başım dik, gözlerim donuk
Sözcüklerim de yetersiz bilirim
nezdinde
Belki de şiirler aştığım uzaklığını
sevdim.
Her mahrem gölgede kaybettiğim
dünlerimi
Madem mimledim en derinde
Yarına ermeyi diliyor muyum,
Diye de sormasan keşke;
Yeter ki kalalım an’da
Andığımız sessizliği de hatmedelim
Gölgeleri de uyutalım
Hatta uyuyalım göz göze gelemeden
Gidip de gelmelerin yüzü suyu
hürmetine
Ermeden an yarına,
Sevmeyi öğretelim cümle âleme.