Şimdi kimi köleci yasaları beş altı paragrafla bir girizgah
içinde beş on sayfada özetleyelim:
Bütün oluşma, gelişme, ilerleme ve akış olan süreçler; doğa
içinde sentezlerle başlar. Totem yapı da kişi-kişi sentezli kolektif bir sosyal
grup gücünün süreciydi. İttifaklar iki kez sentez ürünü olan totem meslekli
süreçlerdi.
Birincisi, kişiler girişmeli sosyal grup davranışını oluşan
"kişiler sentezli" durumu olan totemi sosyal grup yapısını
"üreten totem meslekli grup yapıya" dönüşmüş olmanın yalın sentez
(totemi) haliydi.
İkinci sentez de üreten yapıya dönüşmüş kolektif totem
gruplu yapıların; totem meslekleri nedenle bir kaç grup olukla bir arada bir
kaç totem mesleğini bir birine karşılık etmenin birleştiren durumuyla
olmalarıydı. Ve birkaç emel totem meslekli entegrasyonlarla melez bir kültür
sosyolojisi ortaya koymalarının yalın süreç olmaktan çıkmasıydı (ilahi haldi).
Ön ittifaklar; tarımcı yapılarla, çoban yapılarla ve araç
gereç yapımı süreği içinde maden işlemeciliği gibi temel totem meslekli
entegrasyonlarıyla "birleşme olmanın" ana nüvesini ortaya koyan bir
kendi kendine doygun oluşun yeterliliğine dönüşüyordu. Güvenlik; acıkma gibi
her durumla (totem mesleği olmadan da) ortaya çıkan yine bir zorunlu
organizasyondu.
Bir ittifak için, bu tür üretici olan girişmeler gerekli ve
yeter şarttı. Yeter şart olmanın koşulu doğada kendilikten olan kaynaklara
bağlı sağlamalara gerek kalmadan; hayatlarını sürdürebilmenin, üreten emekler
üzerinde olma şartıydı. Yani bu temel üretimli hareketin dışında kalan her
üreten emek; "ittifakı toplumsal olmanın şartı" değildi.
Sağlık alanındaki üretim de; eğitim alanındaki gelişme de çok
gerekliydi. Yaşamsaldılar. Sağlayan alan kıtlığı nedenle bunlar ittifaklara yol
olmuyordu. Sağlığın karşılığı; başka bir sağlık ya da eğitim; eğitimin
karşılığı başka bir eğitim ya da sağlık olmuyordu.
Tarım çobanlık ve araç gereç yapımı gibi üreten emek gücüne
bağlı toplum sal güç bağ enerjisi olmadan; birbirine dönüşlü olabilen sağlık,
eğitime; eğitim de sağlığa; takastı dönüşüm olmuyordu. Çünkü bunların
senteziyle artan nüfusun güvenliği oluşurdu ama bunların sürdürülebilir olması
için, üreten emek gücü gibi bir geri bağlanım yasasıyla sürekli desteklenir
olması gerekiyordu.
İki, sağlasan yapılan bölge sahiplerinin sağlık eğitim
nedenle ittifak etiklerini düşünmekle bu iki bölge birleşmesinin de birleşen
yapıya sağlatma yapma yeterliliği olacak dense de uygulamada bu da olası
değildir. Çünkü mekaniksek olarak büyüyen alan yapıya karşın, geri bağlanımla
iletişim sağlama sartlı olanakları da büyüyemeyeceği için mekanik alan
birleşmesi de bu durumda yine pek pek olası değildi. Olası olsa bile böyle bir sürecin
ikinci bir adım atılmasına verimli olmayacağı da çok çok açıktır.
İttifakı toplumsal nüveyi (komplike üreten ve uygarlığın
insan olmayı) taşıyan ittifakı ana yapıların uzlaşması da itilaf
(anlaşma-konsensüs) oluştu. Her bir kolektif ana nüveli emek gücünü, kişisel
bazda da içeren, İtilaflı yapılar; insan oluşu tamamlamış yapılar olmakla;
insanlığı ortaya koyan bilincin emek gücü ürünüdürler.
El'in kendisi ittifakı kolektif süreç ürünleriyle donanımlı
olduğu halde; bu sürece kolektif olmanın bilincini kaybettirip kişisi sahipliğin
bilinci yapmakla kul itilaflı ahitsen süreçleri ortaya koyacaktı.
Köleci sistem, El yasalarıdır.
El; ilahi olmayan, ilah anlayışı olmayan mana gücüdür.
El kendisini ilaha göre tanımlar.
El yasaları ilah yasalarına zıtlaşma olmaya başlayan sürecin
inşasıdır.
Paylaşımlı olanın, paylaşımsız olmasıdır.
Kolektif sahipliğin, kişi sahipliği olmasıdır
Ortaklaşma olanın, ortaklık tanımazlığıdır.
İnsan olanın, kul olmasıdır.
Kolektif nüveli ana sentezli sürecin kişi donanımlı sürece
de dönüşebilmesi.
Bütün olanı parçalayıp, kişiye göre olanı inşa etmenin adım
adım yol süreçleri, birikimidir.
Kolektif akıl, kişi aklı; kolektif irade, kişi iradesi;
kolektif güç kişi gücü ve tüzelin oluş kişi oluşa iyelik
etmek gibi bütün olandan parçayı inşa eden bay erki
dediğimiz monarşin süreçtir.
Monarşi entegrasyonları takım erki denen oligarşi
entegrasyonlu tevhitleri ortaya koymuştur.
İlahi entegrasyonlardan çok farklıdır. İlahi bütünleşmenin
özünde her biri bir totem meslekli kolektif
gruplar gücü vardır.
El tevhitle entegrasyonda; mal mülk sahipliği oluşla maldan
mülkten yoksun oluşun kararı, iradesi ve tüm süreci belirlemesi vardır. Yani
ilahi süreçler sekans hareketi iken; El süreçleri buyuran irade ve biat eden
iman davranışlarından oluşur.
El kendisinden önce meşruiyet olan kamu ortaklığını kişi sahipliğine
dönüşebilmenin anlam ve anlatımı olan irade oluşla ortaya kondu. İlahi ve
ittifakı olan bir yaşam biçiminden; zıttı olan yaşam biçimine geçişin meşruiyet
aracı olukla ortaya kondu. Ola gelen içinde, yeri olmayanın yeri oluşmakla
oluşan yere; nesnel olmayan sübjektif menfaatle, alan açma anlayışının
ifadesidir.
Ortaklığı kimi kişilerim mükellef ligine dönüşmenin yasa ve
iradesidir. Kolektif olana göre zenginliği, yoksulluğu meşru etmenin anlayışı
olmakla yola kondu. İlk dönüşme sırasında yoksulluğu belirtmiyordu. Herkese
göre vaat olukla gerçekleşecek olana kadar bir piyangonun herkeste kendisine
göre oluşan algısı gibi bir cazipliği ortaya koyuyordu.
Biriken kolektif sahipliğin devamlı kılınması ortaya
çıkacaktı. Burada anlaşılacaktı ki; kişisi sahiplik, ancak sahipsiz
kılınmalarla; kazanmak, ancak kayıp ettirmelerle; kişisel zenginliği bulmanın,
kişisel emek gücünü yitirmekle olası ve sürdürülebilir olacağı daha sonranın
yaşanışı içinde deneyimle öğrenilecekti.
Deniz bitip te (kolektifin birikmiş miras gücü olmayıp)
ortaya sürekli pey süren olmayınca; oyuncuların her biri birden kazanamıyordu.
Birinin emek gücü bir başkasına da pey olabiliyordu. O halde bir kişi sürekli
ortaya pey sürmeliydi. Pey kişinin mal mülk sahipliğine karşı, iyeliği olmayan
kişinin çalışması olan emek gücü olmalıydı.