Kasabanın karabasanı;
İstişare eden ölümle hüznün son
durağı.
Bir kımıltı bir de isyan;
Naçizane bir kelam
Varsın dostlar vermesin selam;
Altında bit yeniği arayan güncesinde
ömrün
Kayıp kayıp, ölümüne
Sevgiye meyyal benliğin.
Karabasan kardan bile yağar ince
ince;
Kara yalanlar yine dokunaklı havada
dönenen;
Kılı kırk yarıp da sevda masallarında
olup biten
Belli ki indinde aşkın kerbela;
Kayıp sayısız satırın da ifşasında
Şair bir kez olsa bile
Dokunmuşsa bam teline
Hele ki ifrata kaçan çetelesi
yüksündüklerinin
Karadan bozma gemilerde
Kaptanın verdiği sela
Kopmadan fırtına kaykılan eksenin de
mahareti
Yetinmekle devretmek tüm maziyi.
Yine bir batında dokuz doğuran hüzün,
Yine kırk satırda acıdan müteşekkil
geceye
Perdeyi çekmeden
Cahil bir sevgiden de düşen payına
Acımaklı gözlerde ıslak nameler
Çıktıkça ayyuka:
Hem de en pervasız
Belki de pervazında saklı bir nazı
Pay ederken dosta düşmana
Sonra da satılmışlığın tebaası
Yenik düşmüşken
Adına güz denen iklime.
Şimdilerde sencileyin bunca ayaz;
Yoksunluk makamında kayıpların
teyakkuzuna
Yenik düşüp de bir şiir ertesi
Ayıpların tümüne binaen
Kırık nizamlarda kıyasıya bir rekabet
Yine döngünün rahmetine konuşlu
Akıl dışı onca hikâye onca şiir
Zamansız ölümlerde yığılı bunca zulüm
Yine insan pazarında dokunaklı bir
tebessümü
Büyütüp de gözüne
İkrarın son taksiti
Söylenmedik heceler gelip de dile.
Ah yangınlar;
Ah zamansız sonlar,
Ah sen çocuk;
Büyümeni kim söyledi sana,
Hadi ver elini de dokunayım sarı
saçlarına
Bir de irkildiğim bunca kâbusa
serzeniş etmeden
Becersem yaşamayı
Mutluluğun kifayetsizliğinde
Ölümüne var olmakla sevmeleri
Oturtamadığım şunca denge.
Kıblemde hep hazan,
Yürekte noksan ne varsa yine mutlak
Bir sevdayı mutluluk belleyip de;
Mutlak aşkları mutlandıran onca
bestede
Bir de gıyaben döşediğim satırlarda
O parmak izi yine şaibeli şiirin,
Dokunmasalar da ağlayacağım işte;
Hem de gün ermeden sona
Ölüm koksa da mevsim,
Elesem de aşkı bin parçadan
Eremediğim hidayete
Bin bir nazarı değmişken el âlemin
Hadi gel, bir kez daha savrulayım;
Varsın adına düş denen düşüşlerinde
Bunca yılgıyı da yüklenip
Esaretinde kaygıların
Cenge çıktığım düş bahçesinde.