Kalıtım malzemesini şimdiki süreç içinde, genelde nükleik
asit dizilimi taşıyor. Bu tarz transfer işinin nükleik asit gibi özgün enerji
düzeyiyle taşınıyor olmasını görmemiz, bu sürecin kopyalanma, aktarma işinin illa
nükleik yolla oluru değil, kanımca. Kopyalama, depolama, aktarma gibi parçalı
süreçler geri bağlanım (kontrol) yasası içindedirler. Geri bağlanım süreçleri
için asıl olan nükleik asit sentezleri değildir. Geçmişi geleceğe bağlamak;
geleceği geçmişin başlangıç koşullarıyla kontrol etmek türü transferdir.
Transferler sözle de olur, görsel de olur, elektriklen de olur. Yazıyla,
işaretlerle vs. de olur.
Transferler dalga hareketi ile de taşınır. Parçacık hareketiyle
de taşınır. Pozitifi olmayanın, negatifi de yoktur. Negatifi olmayanın pozitifi
de yoktur. Negatif yönde kaybolan, pozitif polarmayla ortaya çıkar. Pozitif
yönde engellenen, baskılanan negatif yönde ortaya çıkar. Firen ile durdurulan
enerjinin ısı enerjisi türünden ortaya çıkması gibi
Onun için pozitif olanın negatif olanı, yani DVD olanın
nükleik asit olanı ortaya konacaktı. 2600-2800 angström filtre, birçok sentez
süreçlerini kesmişse; bunun negatif süreci olukla nükleik asitler ortaya
çıkmışsa bu kaybolanın negatifi demektir. Birisi olmayanın, tersi de olmamakla;
o şey yoktur. Yokluk denen anlam, akıl dışı ve absürttür. Eğer biz varın
yokunu, yokunda varını biliyorsak salt yok, yoktur.
Biz gerçekliğin dışında yok olanı da, var olanı da tarif
edemeyiz. Var olanı yok olanla; tok olanı var olanla söylüyorsak; bunlar
varlığın (enerjinin) gelip geçici belirme durumları olup; süreci zıttı
(aksiyle), başlangıç koşullarıyla, geçmişiyle, şimdisiyle; bir belirime göre
diğeri olanla vs. söylüyoruz demektir.
Ama nükleik asitli işlevin diğer yollarda kopyalanma
süreçleri; bilginin, inşa malzemesinin, geçmişin vs. transfer edilir olduğunu da
biliyoruz. Süreç; bir kez atom oluşla, alüminyum oluşla, polimer yapılı
moleküler oluşla vs. inşaca oluşları nasıl unutulmamakla olası oluyorsa; illaki
süreç artan azalan olukla doğada bölünme çoğalma oluşla doğada var.
Replikasyon bu bölünme çoğalmanın denge dengesizlik koşulunu
yapan amitoz olanın DNA düzlemle farklı bir frekansa karşılık gelen bölünüp
çoğalmasıdır. Özyinelemenin (rekursif ligin) bu DNA işlevle olmalı tekrarın
özüdür. Hatırlama da; yok olanın tersi bir genetik kodla aktaran ortam içinde; elbette
belek, hatırlama, unutma, saklama, aktarma, korunum gibi her biri bir hem parça
süreç olacaklardı. Hem parça işlevlerle üzerinde enerji akışlı olacaklardı. Hem
de DNA gibi beyin gibi karaciğer gibi entegre süreçler olacaktı (parçalanan
birleşen süreçler olacaklardı).
Bu belirme, süreci kesikli sürekli yapar oluşun dinamiği ve
mantığıdır. Kalıtımda sürecin kesikli sürekli ve parçalı olma mantığının bir
dinamiğidir. Unutulan geçmiş başlangıç koşuluyla anımsanır. Hatırlanan şimdiki
belirim biçimi içinde unutulur. Veya unutulanda sürer. Bilginin, başlangıç
koşullarının zıtlığın bir belirim biçimi ya da özel bağıntılı durumla
yansıtılması olmakla taşınmaması da; söz
konusu değildir.
Söz gelimi genleşme, büzülme, boyun uzaması, boyun kısalması
vs. nasıl unutulmuyor olukla tüm süreçlerde inşa oluşun materyali olan durum ve
özellik belirmeleriyse kalıtım da aynı özel bağıntının bir üst ve gelişmiş
özelliği olmakla atom düzeninin sosyo-toplum ve sosyo toplumun öznel bilinç
olma düzenli enerji frekanslı genetikliğidir. Biri diğerine indirgenmez. Bunu
anlamakta sıkıntı çekenler için haydi size bir soru. Toplumsal kalıtım
malzemesi de nükleik asitler marifetiyle mi kalıtım edilir? Tek yol nükleik
asit midir? Kişi ölünce kişin genetik malzemesi de ölür.
Oysa toplumun belleği ölmez, tür üzerinde kopyalama bambaşka
bir harikadır. Doğa bunu ortamda zaten olan herhangi bir transfer ediciyle
taşırdı. Nitekim de öyle. Nükleik asitle taşıyamadığı olay, olgu ve devinmeyi,
sosyo toplum gibi başka bir organik devinimle, taşıyor; genetik aktarımını
yapıyordu.
İnorganik süreçlerdeki kopyalama ve transfer devinimini doğa
ve evrimsel süreçler organik düzeye taşımakla; bunu asitlerin bazların
hormonların sentez bağıntısı kılmıştı. Eş deyişle nükleik baz bu şartla bu
yolla bu boşluk devinmeli parçalı süreç olmakla belirebilmişti. Demek ki
tersten düşünürsek bir transfer süreci olmasaydı böylesi bir belirimi içinde
nükleik asitte olmayacaktı.
Yani hareket olmasaydı ayaklarımız da olmayacaktı.
Ayaklarımız olduğu için hareket var değildir. Aksine hareket olduğu için
ayaklarımız, hareketin bir belirme, bir taşınması biçimi olukla vardır.
Transfer, kopyalama, hafıza süreçleri olduğu için nükleik asit bunların boşluk
devinmesi olukla beliren parçalı süreç olmanın zorunlu kaidesidir.
Aksi halde ancak bu yol ve bu anlam işleviyle beliren
nükleik asit; bu yol dışında “bu bağıntıyla” beliremezdi. Her yol, yeni bir
boşluk devinmeli bağıntı belirmesidir. Her belirme yeni bir bağıntıya boşluk
devinmesine yol olmanın olun ve oluş olanağıdır.
Enerji nasıl hep klorofil düzeyinde organik süreçlere
dönüşememenin doygunluğu nedeniyle hep elma olamıyorsa ve elmayı yiyen kurt;
kurdu ve elmayı yiyen kuş; kuşu yiyen tilki ile yeni bir boşluk devimli
süreçler oluyordular. İşte bu sıkışma ve doygunluk ta birbirinin tersi olan, yeni
organik olun ve oluşlar üzerinde akışlı, süreçler oluyordular.
Eş deyişle yine bir başka frekans aralığına karşılık düşen temel
enerjinin parçalı olan düzey ve düzlem düzenlenişine bir karşılık oluyorlardı. Ola
yazma türlü organik düzenlenişler içinde her bir enerji akış süreçlerini ve
sürecin boşluk devinmesini, o frekans aralığına karşılık ediyorlarsa; nükleik
asitler de zorunlu olurla böyle bir boşluk devinmesi karşılığında ancak bir
belirmeydiler.
Şimdi de aynı yolla aynı süreç sosyo toplumsa organik
devinimler içinde insan özneli korteks devinimi olmasıyla; sosyo toplumsa
kalıtımı sosyo toplumsa korteksin akıl almaz transfer ve kopyalamalarıyla her tür
genetik malzemeleri taşıyordu.
Atmosfer ortamı içinde sesinizi; görüntünüzü; parmak izinizi;
manyetik ifraz biçimli kodlarla birlikte sizi kopyalayıp saklayan doğanın; kopyalama,
depolama, kontrol ve aktarma işinde nükleik asiti tek çözüm görmesi olanaksızdır.
Bu sizin kuruntunuzdur. Üstelik doğa doğrudan DNA ile de yola çıkmışta değildi.
Başka türlü belirişin o şekilde belirememesinin etrafına sardığı ters alan
etkili parçalı boşluk devimli entegrasyon ile ancak bir var olma şeklidir. RNA
da kısmen bu işi yapıyorsa her yol gibi bu yol da varyasyonlu olmalı süreçti.
Ve dahi DNA gibi sentez süreçleri, bir evrim ürünü olmakla
başlangıcı biçim ve işlevi de bugünkü gibi değildir. Yola ne ile çıkılmışsa,
biz onların çok gelişmiş denge dengesizlik entegrasyonlu süreçleriyle baş
başayız. Her yol, aynı işi yapsa da; farklı farklı bir kullanım olacağı da
açıktır. O kullanım o işin öyle olur gerekliliği değil o yolun öyle olurlusudur.
Duvar kendi kesikli sürekliliği içinde, bir ipin iki uçtan
akışla ve çeşitli yerlerinden sürtünme takılma gibi firen etkili geren olaylar
gerilmesi ile kendi eğrilik ve doğruluğunu (dengeli ve dengesiz oluşunu) kendi
ortaya koyar. İşin öyle olurlunu kendisine ve birbirine göre olan durumların
gerilimiydi. Değilse nükleik asit
entegreli dizilimle olan süreç etkinliği; öyle olurlun bir durumu kopyalama,
depolama, geri bağlanım ve aktarma süreçleri doğada nükleik asitsiz olukla da
zorunlu olan süreçlerdir. 2600 ve 2800 frekanslı tayfın basınç yokluğu ile de (filtre
edilmesinde) transferci DNA kopyalanması olası oluyordu.
Bu tilkiye göre yenen tavuk oluş değildi. Aksine kendisi de
enerji akışına göre olan tavuğun bu tür düzen içinde enerji şarjlı, kontrollü
salınımla (fren etkili salınımla) dolma boşalma süreçleri şekli içinde parçalı
süreç olmasındaki boşluk devinmelerinin o sürece karşılık olmakla; evrensel
çevrim içinde elma severliğe ot severliğe pek yatkın (eğimli) olmayan tilkinin,
tavuk üzerindeki enerjiyi akıtır olmasıydı.
Değilse bu filtre efektle DNA olmasaydı da; ne kopyalama, ne
kopyalar, yok olmuyordu. Ya da DNA ile var olmayan bir şey de var olmuyordu. Irmakla,
kütük ayrı ayrı durumla aynı süreçli ilkeydiler. Kütük ırmakla taşınıyorsa
kütük ırmakta taşımak için var değildir. Ya da ırmak kütüğü taşımak için oluşmuş
değildir. Asıl olan akıştır. Enerjinin parçalı durumlar üzerinde transferi olan
devinimleridir. Transferdir.
Akış ve akış olacak bütünlüğün parçalı durumlar üzerinde
transfer akışı var olduğu için ırmak ve kütük bu karşılaşmaya denk gelir. DNA
da bu akış transferine denk gelen onca süreçlerden sadece biridir. DNA bu süreç
içinde, eğim entegrasyonlarıyla (ırmaktaki kütüğün sağa sola çarpan
törpülenmesiyle) iyice biçimlenmesidir. Baştan öyle değildi. Kervan
katılımlarla yolda dizilip düzenlenmişti. Dış dünya gözünüz olmasa da, size
diğer duyumlara özgü kopyalama yöntemiyle kopyalanırlar. yansırlar. İzlenim
etki olurlar. Özellikle de hiç bilmediğimiz hiç farkında olmadığımız manyetik
kopyalama müthiştir.
Bir bilgisayar da olan kopyalama tekniği; özne nesnel
sürecin ırası olmakla bu ıra elektronik yolda ortaya konan kopyalama ve çoğalmadır.
Bilgisayar virüslerinin de bu işi kolaylıkla başardığı bir şey. Bir bilgisayar
virüsü nükleik asitlerle kopyalayıp tek yol DNA’dır demez. Siz doğada olup
biten süreçlerden ayrı ve farklı bir şey değilsiniz.
Doğada; elektrik te, elektronik te, atom da, mıknatıs ta,
gezegenler arası çekip itme vs. ne oluyorsa özü itibarıyla bunlarda olanın aynısı
bizde de oluyor. Bu bir geri bağlanımla kalıtımdır. DNA ile ilgisi yoktur.
Doğada olan DNA’da görülen işti. DNA’da görülen iş nedenle enerji DNA olukla
var olup belirme olmuştu. Siz ağzınız olduğu için yemiyordunuz. Aksine dıştan
içe enerji akışlı transfer hareketi olduğu için ağzınız vardı. Tek fark özün
başka başka araçlarla gerçekleştiriliyor olmasıdır. Olan şeyler aynen sizde de
organik ya da inorganik yollarla olmaktadır. Kopyalamanın böyle çok kolay
yolları varken; aslında nükleik asit kopyalaması organizma için çok pahalıdır. Ama
süreç yokuş yukarı da olmak zorundadır. Akış bir potansiyelse iniş te çıkışta
denge de dengesizlikte bu enerjinin akış şeklidir.
Kısaca istikrar dediğimiz kararlı yapı (sosyo toplumsa gericilik
olan muhafazakârlık) da diğer bir ters ya da aksi beliriş şekliyle sosyo
toplumların belleğidirler. Kopyalama, depolama, bilgiyi koruma ve sosyo toplum
inşacı özne nesnel materyalleri geleceğe aktaran kalıtım malzemesi olmakla
sosyo toplumsa yapıların DNA oluşu değildir. Doğadaki gibi akışın transferinin
DNA’da belirdiği gibi muhafazakârlığın da DNA işlevle oluşlarıdır.