Taşralı Yazar
Dudağın
büküldü
İstihza
ile gülüyor gibi gözlerin
Dilin beyhude
lügatinin sayfalarını karıştırmasın
Ben anladım
seni
Anladım
kardeşim anladım
Ne yaparsın
beş para etmez yazdıklarım sana göre belki
Zaten para
etsin istemedimdi
Okunsa
da yeterdi benim için
Yaldızlı
değildi bilirim sözlerim
Hele dolambaçlı
hiç değil
Ben öyle
imge simge de pek bilmem
Dümdüz
yazarım içimdekileri
Dolaysız
anlatırım öykümü
Şiirim
vazıhtır benim
Ben ayrılığı
ayrılık yazarım
Sarıya
boyamam satırları
Gözyaşım
ağlar kelimelerimde
Siyah karanfiller
ekmem mısralarıma
Ne bileyim
okuyan anlar beni
Sormaz
ne demek istediğimi
Ben ne frak bilirim, ne fular takarım
Ne top sakalım var, ne de ağzımda pipom
Ben karşımdakinin kıyafetine değil
Kifayetine bakarım
Yahu ben
taşralıyım kardeşim
Anadolu’nun
bozkırlarında doğmuşum
Ben denizi
bilmem
Dalgayı
bilmem
Ben Kızılırmak’ın
bulanık sularına adarım ağıtlarımı
Üzerinde
gezdiğim çorak topraklar gibi
Çatlayan
dudaklarımda doğar türkülerim
Umutlarım
tahta beşikte belenir
Sallanır
bir ırgatın sırtında
Sen arama
bende cilalı boyalı sözcükleri
Ben aşık
atamam senin arenanda
Aşık atamam
beyzadelerle
Arz-ı endam
edemem hanımefendilerle
Ben bilmem
ayak oyunlarını
Dedim ya
güzel kardeşim
Ben taşralı
bir yazarım
Ben duygularımı
okunduğu gibi yazarım