Gün yüzünü çaldırdım ömrün

Gecelere isyan beslediğim günleri de öldürdüm;

Dünün şaibeli tanısına vakıf bir şiirden

Arakladığım bir dizeyi şiar bildim şimdilerde

Ve yüksündüğüm değil de üzüldüğüme dair beyanım

Öncemden tırtıklayıp yarınlarıma ektiğim bunca acıyı

Boy veren fukara aşklarıma nazire eden

Şiir endamlı adamlardan alırken hırsını

Denmeyen kelamın da hangi diyetini ödemekle mükellefim

Kim bilir?

 

Sanrılarımı öldürdüm dünden önce

Aslında ıskartaya çıkan aşkların pervazında

Ninniler söyledim.

Bir temenniyi bir de selamı çok gören

Aşk erbabı kelamın da bilmem kaçıncı beyitine serildiğim

Nasıl ki gün gibi aşikâr

Bir de çaldırdığım yalnızlığıma ağıt yaktığım:

En sevdiğim ve dokunulmazlığımla

Kendimden geçtiğim bunca mücbir sebep

Sonra da kekremsi düşlerimi rütbe belleyip

Sitemlerini ölülerin tolere ettiğim

Gerçek boyutlu vazgeçişlerde

Yalanlarını da umursamadan cihanın

Bir tokalaştığım

Bir de uzaklaştırıldığım.

 

Kambersiz düğün misali

Yazmadığıma delalet;

Sorgu sual hak getire

Hani olur da sus’lara gebe bir günün miadını

Doldurup da

Geceye ektiğim tohumları

Ve yarın yüklü başakları ellerimle biçtiğim

Ölü yüzlü karanlığın bin bir sihrine vakıf

Bir Külkedisiyim aklım sıra.

 

Ne dünümü unuttuğum

Ne yarınımı uyuttuğum

An’ımı ise çoktan çaldırdım

Kule dibinde bir beyit kadar da yorgun

Ay yüzlü yangınlarında şiirin

En solgun hutbeyim

Yine aşk tadında

En dokunaklı güfte.

 

Sonramla öncemi;

Aşkı ve gizemi şiar bilip de

Dokunulmazlığında ömrün

Bin bir surat nice şiir;

Nice yanık kelam adeta

Tutarken nabzını evrenin

Bir tokat da senden yediğimi mi

İnkâr edeceğim,

Demenin bedeli bile ölümden beter

Azar azar tehir etsem

Ne yazar?

 

Ya da suçlarımı yaksam dibinden;

Bir sınırda,

Bir de yürekte

İhlal edilen bir patavatsızlıkla

Büyüsem usulca

Büyüttüğümü bile bilmeden

Kaçıp da geldiğim

Ölüm yüklü dünlerde

Hüzne bile kefen giydiren

Sonra da solan bir çiçeği

Dirilten şunca kelamı

Bari çok görmeyin bana, dercesine…

 

Sınandığımla sığamadığım dizelere

Diz(e) dize uyuduğum bunca aşkı

Bile görmezden gelen o coşkunun boyunduruğunda

Bir yalanı affetmediğim

Bir de kör düğüm bildiğim

Hangi gölgeyse

Kundaklanan yalnızlığımla

Gurur duyan bir aciz kul

Kadar sitemkâr olsam neye yarar,

Eğer ki kalp gözümden yoksun

Sanrı yüklü gün bombardımanına

Peşkeş çektiğim hazan kadar

Yalın ve sarı;

Kabir kadar dar ve sancılı

Belki de ölümüne sevdalı

İki dirhem bir çekirdek adeta

Diri bir bedende ölü bir ruhtan

Geride kalan.

( Diz(e) Dize... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 11.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu