HAYAT İPLİĞİ
Bir şiirle giriş yapalım:
Anladım
Öyle bir hayat yaşadım ki
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki ‘söz ver kendine’
Denizleri seviyorsan,
Dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki,
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan.
Jose Martı
Bir
yolculukta geçen maceraları ayna gibi yansıtır hayat. Hayat ipliği ağlarını
çetin iplerden örer ve kördüğüm olmadan onu çözme marifeti de kendi elimizdedir.
Su gibi dalgalanır kelimeler, tecrübe serenadı dillenir her bir telden. Yunus
Emre’den Mevlana’ya yolcu olur gönüller, şiirsel bir hazla dem bulur yaşam.
Hayatın pamuksu ipleri aslında kelebek
pırıltısında parıldar kalbimizde. Sevilmek için öncelikle sevmesini bilmeli
insan ve sevdiğine değer verdiğini hissettirmeli. Yükseklerdeyken alçağa konmasını
da bilmeli ve şükretmeyi unutmamalı yürekler. Pes etmemek adına dalgalanır
hırçın dalgalar. Deniz fenerinin güzelliği midyedeki incinin eşsiz
alımlılığında biricik hâle gelir. Acele etmeden kımıldanır hayat iplikçikleri
ve usul usul salınan öykülerde dem olur. Olgun mısralar neşeli şairin kaleminde
gençleşir ve baştan aşağı şiirimsi kıyafete bürünür kelimeler.
Hayat ipliği tertemiz düşler ve neşeli
gülüşlerle kendini toparlar ve sağlıklı adım atar. Yaşamın yükünü sırtlanıp
omuzlarında oyun oynar insanın. Hayatın artısı ve eksisi de içimizde kıpırdaşır
durur. Yaşamın ipek kozasında canlanan iyilik iplikleri güçlenir ve adını hayat
ile noktalar.
25.10.2017 – Çarşamba
Saat: 01.01