Omuzunda şalıyla, kurulmuş sultan gibi,
Güzellik nimetinden, bolca almış nasibi.
Benzersiz cemaliyle, gonca gülü andırır,
Dalında bülbülleri, aşk narına yandırır.
Kumral sarı saçları, salınmış iki yana,
Hayran kılar göreni, baktırır kana kana.
Ak teninde benleri, işlenmiş nakış nakış,
Kahverengi gözlerde, sineler delen bakış.
Elmacık kemikleri, biraz belli belirsiz,
Yanaklarda gamzeler, her biri efsunkâr iz.
Endamlı duruşuyla, sanırsın nazlı lale,
Sevdalı yürekleri, döndürür halden hale.
Doyumsuz sohbetiyle, dudaklar kıpır kıpır,
Ram olmuş mecnunları, hülyalara daldırır.
Hazanda doğan güneş, ışıltılı ve sıcak,
Üşüyen gönüllere sanki açılmış kucak.
Ya da gecede mehtap, hare hare aydınlık,
Onsuz geçen anlarsa, kopkoyu bir karanlık.
Böylesi eşsiz güzel, iyi ki var dünyamda,
Vuslat mı? Ne yapayım, o da artık rüyamda.