Söylesene ey gönül, nedir bu mahzun halin?

Mecalin mi tükendi, girdabında muhalin?

 

Bakışların bulutlu, omuzlarınsa çökük,

Çaresiz mücrim gibi kalmışsın boynu bükük.

 

Yine kime gücendin, eğdin öne başını,

Damla damla gözünden akıtırsın yaşını?

 

Hangi acı gerçekler, seni derbeder etti,

Leylasını yitirmiş, Mecnun’dan beter etti?

 

Sukut-u hayal midir, umudunu söndüren,

Yıkık virane kılıp, harabeye döndüren?

 

Sessizliğe bürünüp, suskun kalırken dilin,

Çektiği ıstıraptan, isyanda mı yüreğin?

 

Ne gördün ne duydun da, böylesine kırıldın,

Çok mu ağrına gitti, hayata mı darıldın?

 

Sense geceler boyu, neler düşünüp durdun,

Gül yüzün hasretiyle, nice hayaller kurdun!

 

Gördüğün tüm düşleri, hep hayırlara yordun,

Vuslat mümkün mü diye, fallara bile sordun!

 

Oysaki biliyordun, bu yol menzile varmaz,

Ne kadar istesen de, o kollar seni sarmaz.

 

Yasak bağın gülüne, sevdalanan bülbülsün,

Söylesene ey gönül, mümkün mü yüzün gülsün?

( Mümkün Mü Yüzün Gülsün başlıklı yazı halisi tarafından 21.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu