Şimdimi tutuklayabilirsin:
Ne de olsa dünüm ihbar etti
İçimin mizacındaki yalnız çocuğu.
Günü de uçurabilirsin
Dememe ne hacet?
Ben hepten yoğum.
Dünümü öğütebilirim de hem de usul
usul
Susarım ansızın
Sızarım bir anda
Severim de
İnceldiği yerden kopan yürek bağıma.
Bir aşkı sahipleniyorum sadece:
Aşka âşık şatafatlı yüreğimin ikramı
Hangi mecra ise
Doğduğum güne okuduğum lanet
Oysaki bayat hikâyelerden kopup
gelmişim
Yine yarına biat bir öfkede
Dirilen yüreğimden sızan irin değil
Bilakis göz bebeğim sevdalarım
Gözden düşen damlalara da aldırmayan
Sözüm ona masum dostlarım.
Teyellediğim kadarım:
Elimde iğne iplik
Dikiyorum yandan sona
Belki de başı olmayan bir masalın
Kayıp satırlarına ekiyorum içimin
lehçesini,
Dinginliğin de dirliğin de canı
cehenneme
Ben hepten yanmışım demek de meziyet
olmasa
Gerek.
Hele ki;
İçinin aksanında deli fişek
Bir benlik
Bir de iç güveysinden hallice
Bir yalnızlık ise
Aşka delalet.
Aykırı bir harf olsam ne ala!
Bir soy ağacı
Ya da boy veren bir filiz olsam
Hatta haykıran bir çocuk
Elleri boş ve kayıp olsam ne çare?
Aşka bandığım yüreğimin kopçasına
İliştirdiğim bir nameden kayıp
Ayıp bir şarkı olsam kime ne?
İndindeyim kimsesizliğin;
Çetrefilli cümlelerim
Hep bastırmak adına içimdeki hüznü:
Ne lanet ne gaflet,
Sarkan mizacım mademki
Yüreğin infilakı
Hoş görsün beni Tanrı.
Ölümü seyrediyorum kopan dalından
Yaprak kadar yalan
Ve dumura uğrayan hayallerimden
Aşırdığım çocuk yanım
Ve çocuk beyanlarım.
Hala sivriyim
Hala çirkin
Hala deli dolu
Aslında çok güzel,
Diyenlerin yalancısıyım
Yeter ki açık olsun
Gönül gözüm.
Bir bir imgeler çıktıkça ıskartaya
Bir de foyası çıktıkça beşerin
Ne yalandan ne de gıybette ölünür mü
Diyenlere tüm kızgınlığım.
Sevdiğim kadarım
Sevilmediğim varsın olsun yalan;
Sevmeye meyyal yürek atlasım
Yeniden ölmeye aday/ım işte,
Hem de cümle cümle,
Bastırırken açlığımı
Bir sayfa daha yazmayı diliyorum
Uyku düşmeden evvel gözlerime
Ve bir sayfa daha:
Hadi çevirin siz de beni sayfa sayfa
Ve boşluğumla gömün beni şiirlerimin
dibine
Biliyorum işte yeşereceğimi.