Bir gün evde oturuyoruz. Dışarıda güzel bir yağmur yağıyor. İçimizden
bir Türk kahvesi içme isteği geldi. Eşim hemen hazırladı. Bol köpüklü bir Türk
kahvesi... Yanına da çikolata koydu. Havadan sudan konuşuyoruz. Muhabbet muhabbeti
açtı. Konu kahve telvesine geldi. Onu yüzüne sürünce tahriş olan yüzün
canlanıyormuş. Falanda filan…
Kahve bittiğinde gırgır olsun diye yüzüme sürdüm. Altı aylık
oğlum gördüğünde ödü koptu. Etrafa gülücük saçan bebek gitti. Yerine ağlayan
bir bebek geldi. Ne yaptıysak susmadı. Eşim bebekle ilgilenedursun bende banyoya
gittim. Aynadan kendime baktığımda, askerlerin doğada kendini kamufle ederken
kullandıkları boyayı kullanmış gibi hissettim. Hemen yıkadım yüzümü.
Aynaya tekrar baktığımda şükrettim. İyi ki yıkadım dedim
kendi kendime. Ah şu kadınlar yok mu? Yüzün o hali aldıktan sonra yıkanıp
tekrar aynı kalması kadınlarda nasıl bir etki uyandırıyor anlamış değilim. Ama benim
gördüğüm yüzünü yıkadıktan sonra hala aynı kalabiliyor oluşumuza şükretmek
açısından da olsa, böyle şeyleri yüzüne sürmekte fayda var. Yüze olmasa da
psikolojiye iyi geldiği kesin.
Bundan sonra sürer miyim? Asla! Uzak olsun çirkinleşerek
güzelleşmek.