Bir gün evde oturuyoruz. Dışarıda güzel bir yağmur yağıyor. İçimizden bir Türk kahvesi içme isteği geldi. Eşim hemen hazırladı. Bol köpüklü bir Türk kahvesi... Yanına da çikolata koydu. Havadan sudan konuşuyoruz. Muhabbet muhabbeti açtı. Konu kahve telvesine geldi. Onu yüzüne sürünce tahriş olan yüzün canlanıyormuş. Falanda filan…

 

Kahve bittiğinde gırgır olsun diye yüzüme sürdüm. Altı aylık oğlum gördüğünde ödü koptu. Etrafa gülücük saçan bebek gitti. Yerine ağlayan bir bebek geldi. Ne yaptıysak susmadı. Eşim bebekle ilgilenedursun bende banyoya gittim. Aynadan kendime baktığımda, askerlerin doğada kendini kamufle ederken kullandıkları boyayı kullanmış gibi hissettim. Hemen yıkadım yüzümü.

 

Aynaya tekrar baktığımda şükrettim. İyi ki yıkadım dedim kendi kendime. Ah şu kadınlar yok mu? Yüzün o hali aldıktan sonra yıkanıp tekrar aynı kalması kadınlarda nasıl bir etki uyandırıyor anlamış değilim. Ama benim gördüğüm yüzünü yıkadıktan sonra hala aynı kalabiliyor oluşumuza şükretmek açısından da olsa, böyle şeyleri yüzüne sürmekte fayda var. Yüze olmasa da psikolojiye iyi geldiği kesin.

Bundan sonra sürer miyim? Asla! Uzak olsun çirkinleşerek güzelleşmek.

( Kahve Telvesi başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 29.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu