taşıyor
nefesim en yakın öfkelerimin ölüsünü
asıl
gelgitler okyanus dalgalarından
müteşekkil
bu
gemi istediğim yerde değil hala
elimdeki
pusula aynı ,
yol
aynı ,
yolcu
aynı
aynı
menzil üzerindeyim
aynı
seferde…
*
her
yürüyüş bir tercih
her tercihin bir terk etme bedeli olmalı
geçmişin
buğusuna sarmadan
arkada
bıraktıklarımı …
eskimiş
adımlarımı ölçüyorum en ince cetvelle
o
eski şehrin karanlık sokaklarında
aynı
çocukluğun cennetinden süzülüp de yeryüzüne inmiş
ışıl
ışıl kıpırtıları
tartıyorum bir
bir
elimden mavi uçurtma
göğe kaçmış
bilyelerim
avuçlarımda çamurlanmış
annemin azarlayan haykırışı kalbime dokunuyor
*
dal
budak salan zaman ağacının kökleri en son noktaya uzanıyor
yelkovanın
uğradığı akrep de hala gecenin yüzünde dolanıyor
tükenip
toz olacak, yitip gidecek, eskiyip eksilecek her ne varsa
her
biri sonsuzlaşacak bu gidişle
hiç
yoktan var edilişin sancısı düşüyor zamanın gövdesine
tutup
iki yakasından
tutup
ellerinden
hallerimin,
halsizliklerimin yoldaşı oluyorum
alıp
başımı dağa vuruyorum efkarımı uzaklaşıp mahallemizden
sırtı
mı dönüyorum sokağımıza
geride
bıraktıklarımı yokuşa sürüyorum
azalan ümitlerimin ruh izlerini
tükenmeden
bir kutlu muştunun eline koyuyorum
acılardan
yeni acılar üretmek için yürüyorum
varlıkla
yokluk arasında
*
ne
olursa olsun terk etmek yok nöbet yerini
zafer
kazanılsa da savaş kaybedilse de bu mevziler benim
ilanihaye
gözlerim ufuklarda
hiç
tereddütsüz beklerim secdelerde
menzildeyim
müjdeler
gözlüyorum
ötelerde
göğün ağır gölgesini dağıtan deniz fenerleri
aşağılarda bir yerlerde sonsuz nefesli bir ney
geçmişe
gömülü seslerden bir ulvi teneffüs zili çalıyor
özlemler
boşalıyor göğün katından yağmur yağmur
sevinçler
içinde ırmaklar fışkırıyor göz göz
yeniden
nazil oluyor
elle
konulmuş gibi duygular iniyor kalbe
*
gecenin
kıyısından esiyor sinelere dokunan rüzgar
kavgalarım
dünden bugüne uzanan taze çarpışmalar
hep
yeni...
hep
taze dirilişler içindeyim
ilk
defaymışçasına heyecan yüklü kalbimin
asil duruşu
tek
başına ayağa kalkmış kutlu yollarda yürümek istiyor
dipsiz
unutulmuşlukları delip geçen sivri bir hatırlatmanın azabını çekiyorum
umutsuz
karanlıkların böğrünü yırtan bir ışık
var avuçlarımda
menzile
giden yolda birilerinin gizlediği
incelikleri aydınlatıyor
sonuca
giden son basamaklarda
redfer