Gölgeler topluyorum
Atıl yüreklerden dökülen kırıntılarla
Ölümü deşiyorum
Yorgunluğun arifesinde,
Şehit düşüyor içimdeki şehir
Ökçesi kayıp şiirler fink atıyor
Şehir başı yalnızlığın,
Rakımına yenik düşen
Lehçesinde ahvalin…
Bir suret daha eskiyor
Düşen maskeden ertesi güne
Yeni bir ölüme davetiye çıkaran
Yine yüreğin bilmem kaçıncı iflası.
İnfilak eden şair yüreği;
Adındansa
Adımladığı dizelerde
Yol yorgunluğu seriliyor sakilce.
Ansızın çıkan buharın
Tınısında
Şehrin leylak rengi kıtalarında
Yine yalnızlığın türküsünü çığıran
Kayıp sevdalar çetesi
Belli ki mihrakı acımasız
Yoldan çıkmış şiirlerin de
Dik alası hani
Hep gönül rotasında
Kayıp bir düş/üş,
Belki’leri tehir eden
Şiir kabzımalı
Şairin kilosu kaça denk düşer diye.
Zan altında şiir
Ötesinde şaire benzeyen
Gölgesine
Bile sahip çıkmayan
Bir şehir bezgini
Oysaki gezgine denk düşüp adı
Adımlarken her satırı şiir şiir
Belli ki
Şehrin de infilak noktası
Gecenin kör vakti
Huysuz bir denklem serilip de şiire…
Adını sen koy, dercesine
Yorgunluğun kesilen faturası
Şiir başına
Ödediği kaç akçeden çıkıp da yola
Akça pakça yüreği
Uğramışken bozguna.