Bir sana suskun yüreğim,
Bir sana vurgun,
Bir sana yaralı.
Kıymetini bilmediğim zamanların,
Mahzun bakışlı gidişlerinde sevdim seni.
Bir çiçeğin solan kokusunda,
Bir sevdanın kırılan gururunda,
Bir hasretin büyüyen dokusunda,
Güneşin terk ettiği gökyüzünün,
Yıldızları özleyen aydınlığında,
Uykusuz gecelerin,
Sabahı bulan yalnızlığında sevdim.
Sen, yer değiştiren geceyle gündüzlerimin sebebi,
Sen, bahar bakışlarında sürgün veren dallarım,
Sen gidişlerinde vurgun yiyen sol yanım,
Sen gözlerin gibi kara gecelerde,
Kimseler görmesin diye yağmurlarda ağlayışım,
Avutmak adına kendimi,
Yalan hülyalara dalışım.
Unutmak için yattığım uykulardan
Kabuslara uyanışım
Hani gidişler vardır ya sessiz sedasız,
Dillerin ve gözlerin susup ayrılığın konuştuğu,
Varlığınla anlatamadığın koca koca lafları,
Gidişinle susarak anlatırsın ya hani,
Bir mıh gibi saplanır kalır, söz bilmez,
Ve anlamaz yüreklerin tam orta yerine.
Zaman saklar her türlü yokluğu acısıyla en olmaz
köşelerde
Apansız çırpınışlara salar en olmadık dokunuşlarla,
An gelir, güler geçersin canını yakan her acıya,
An gelir, düşer kalırsın güldüğünü sandığın bir anda,
Saklar durursun kırılan her parçayı tozlu anılarda,
Hayat olanca ağırlığıyla çöker ya omuzlarına,
İşte ben seni bu sessiz gidişlerin,
Parçalanıp kalmış çaresizliğinde sevdim.
İstemesem de sana koşar bir yanım,
Düşününce kanayan yaralarıma inat.
Bir sanadır bu aldanmışlığım,
Bir sanadır bu yangını korkutan yanmışlığım,
Bir sende kırıldığına aldırmadım gururumun,
Her defasında toplayıp yeniden serdim önüne,
Yeniden seni görüp,
Çekebilmek için yüreğime.
Hayat bu… Hayat…
Nasıl başlarsa öyle devam ediyor işte,
Ya düştüğün yerde bırakıyor seni,
Ya da yaralarının peşine pervane ediyor.
Ömür.. Gidiyor…
Ardına bile bakmadan.
Kanadıkça kanıyor hayallerin, umudun,
Bir dostun omuzuna yaslanıp teselli arar gibi,
Onun bakışlarını, kokusunu özlüyorsun.
Ne kadar çabalasan da göç etmek için,
Başladığın noktaya, geri dönüyorsun.
https://www.youtube.com/watch?v=ufFghL9tZvs