Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 10.06.2018
Okunma Sayısı : 1485
Yorum Sayısı : 0

ÖLÜM ANINDAKİ TÖVBE

         Ölüm anında yapılan kimsenin tövbesi kabul edilmiyor. Aklımızı başımıza alıp bir an önce daha yaşarken Allah’a ulaşmayı dileyerek cehenneme gitmekten kurtulalım ve hacet namazı ile mürşidimize tabi olarak önünde tövbemizi gerçekleştirelim inşallah. Ve “Ölmeden önce ölelim ….”

4/NİSÂ-18: Ve leysetit tevbetu lillezîne ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), hattâ izâ hadara ehade humul mevtu kâle innî tubtul’âne ve lellezîne yemûtûne ve hum kuffâr(kuffârun), ulâike a’tednâ lehum azâben elîmâ(elîmen).                                                                                            Ve onlardan birine (kendilerine) ölüm gelinceye kadar seyyiat işleyenlerden (kötülük yapanlardan), “Gerçekten ben, şimdi tövbe ettim.” diyen birinin tövbesi, tövbe değildir. Ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de (tövbe değildir). İşte onlar, onlar için "elim azap" hazırladık.

        Yoksa firavunda ölüm anında tövbe etti ama tövbesi kabul olmadı.

10/YÛNUS-90: Ve câveznâ bi benî isrâîlel bahre fe etbeahum fir’avnu ve cunûduhu bagyen ve advâ(adven), hattâ izâ edrekehul gareku kâle âmentu ennehu lâ ilâhe illellezî âmenet bihî benû isrâîle ve ene minel muslimîn(muslimîne).

Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Böylece firavun ve onun ordusu, azgınlıkla (zulümle), düşmanlıkla onları takip etti. (Sular), onu boğacak düzeye erişince, (firavun) o zaman: “İsrailoğullarının kendisine (O'na) inandığı ilâhtan başka (ilâh) olmadığına ben de îmân ettim. Ve ben (de), müslümanlardanım (teslim olanlardanım, İslâm'a girenlerdenim).” dedi.

         Bu âyette Allahû Tealâ'nın Hz. Musa ve Hz. Harun'a ne kadar yardım ettiğini görüyoruz. Kızıldeniz'e giren Hz. Musa ve arkadaşları, firavun ordularının kendilerini takip etmesi üzerine kaçtılar ve Allah'ın emri üzerine denize daldılar. Denize daldıkça dalgalar açıldı, onlar denizin dibinde karaya basarak karşı sahile ulaştılar. Firavun da ordusuyla beraber onları takip etti; ama İsrail kavmi karşıya geçince, Allah suları firavunun ordusunun üstüne kapattı. Ve denizin birleşmesi sebebiyle oluşan korkunç dalgalar, firavun ordusunu mahvetti. Suda boğuldular.

         Buradaki "müslimîn" kelimesi, her ne kadar "teslim olan" anlamına gelirse de firavunun bir anda Allahû Tealâ'ya teslim olması tabiatıyla mümkün değildi. Ancak İslâm'ın standartlarına, İslâm dairesine girmiş oldu. Burada firavunun söylediği, Allahû Tealâ'nın açıklaması üzerine: "Ben de Sana teslim oldum." demesi de kuvvetle muhtemeldir. İslâm'ın, Allah'a teslim olmanın; ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah'a teslim etmek olduğunu bilmeyen firavun, suda boğulmak üzereyken Allahû Tealâ'nın görülmesi üzerine keşfi açılınca: "Ben de teslim olanlardanım." dedi.

          Ölüm anında, gerçekler görüleceği için, herkes böyle söyler. Ama ölüm anındaki ifadeler kabul edilmez. Kaldı ki kişi, o anda öleceği için gerekenleri yapması da mümkün olamaz.

Allah razı olsun…

Burhan AKSU

 

( Ölüm Anındaki Tövbe başlıklı yazı mihrimah tarafından 10.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu