Var oluş; parçalı-kesikli, sınırlı-sonlu olmakla süreklidir. İzole içindeki bu bağıntı ilişkin ilik, bu izolasyon içinde az çok yalıtım içindedir. Az çok yalıtımlı olan bu yalıtımlı yapı işlev bu yalıtımı ile kendi bağıntı birliğini ve kendi organize durumunun korunmasını yapar.
Yalıtımlı yapı işlev, kendi içindeki bağıntısı olan bu ilişkin durumlarını sürdürücü olukla kendi kendinin korumasını yapması gerekecektir. Bu nedenle sistemin kendi yapısının koruması için gerekli olan bir enerji ihtiyacı vardır. Sistemin enerji ihtiyacından kaynaklı olmakla dışa doğru bir eğim içinde olma yönelimi vardır. İşte bu nedenle sistemin dışa doğru bir yönelimle olması hep kaçınılmaz olmaktadır.
Yalıtıma yapı içindeki her bir elemen terin kendisi de işlev durumun bağıntısı da ayrı bir enerji düzen ilkesidirler. Bu durumun korunup sürdürülmesi için her yapı durum dıştan enerji alır. Dıştan içe alınıp kullanılan enerji, bu kullanımlarla durumdan duruma dönüşürler. Kullanılan enerji yapı sistem içinde durumdan duruma geçer. Enerjinin çevrimler yapması da enerjinin türlü biçimdeki durumlarıdırlar.
Bir bağıntı aktif ve pasif durumla dıştan aldığı enerjiyi kullanmakla kendi iç bağıntı düzen birliğini veya bütünlüğünü sürdürür. O fonksiyonun (işlevin) dıştan aldığı enerjiyi kullanma yapması sonunda yapı kullandığı enerjiyi kullanamayacağı bir potansiyel enerji biçimine getirir. Ve o potansiyeli dışarı atar.
Şu halde bir tekil sistemin aktif ve pasif etkilerle dışa dönük yönelimle olan davranışsal girdi-çıktıları zorunludur. Sistem bağ hareket düzeni; sistemin dışa olan yönelimi ile girdi, çıktı yapabilme düzeni de o yapının işlev enerji korunum düzenidirler. O işlev durum bağıntısının ÇEVRESİ ve işlevin çevresindeki her bir işlev durumlarla olan girişme bağıntısı işlev bağıntı için her tür potansiyel bir depo enerjidirler.
Dıştaki bu depo enerji düzenli potansiyel durumların bir baskı ve basıncı vardır. Bu baskı ve basınçlar nedeniyle difüzyon oluşur. Difüzyon eylemi en temel geçişken durumla bir işlev bağ içine girdi olurlar. Yine difüzyon sistem içinde atıl kalan enerjiyi de sistem dışına çıktı yapar. Bu demektir ki bir işlev yapı kısıtlı bir girdi ve çıktı yapması nedenle seçici olmak zorundadır.
Seçici (seleksiyonca) davranışların olabilmesi için yapı kendi iç çevresine ve kendi dış çevresinde baskı ve basınç alanlarını oluşturacağı geçişken iliği oluşturması da inşanın zorunlu bir düzen kuralıdır.
“İşlev enerji düzenini” oluşan bağ durumlar, bu bağ durumların girdi çıktısının dıştan aktif ve pasif yolla edinilirler. Aktif seleksiyonlu sistemlere oto kontrollü canlı sistemler diyoruz. Bütün sistemler az çok pasif durumla edilgin olabilmektedirler. Dışta temin edilen bu enerji; bağ enerjiyi oluşan elemen ter öğeler üzerinde farklı farklı girişimlerle farklı farklı belirimle olurlar.
İşte büyülü oluş budur. Enerjinin bu kılıktan kılığa oluşuyla büyü budur. Bir durumla olan enerji başka bir durumuyla birbirinin yerini alır. Bu durumlar enerjinin gelip geçici belirmeleri olmakla bin bir tür durum içindeki görünümlerini oluşurlar. Bir potansiyel enerji, ışık enerjisi, ısı enerjisi, kinetik enerji, ses enerjisi, elektrik enerjisi gibi durumlara dönüşmekle kendisinin bu büyülü oluşunu ele verir.
Her bir elemen ter üzerinde akan enerji farklı elemen terlerle farklı ilişki görünümünü verirler. İşte organizasyon bu görünümün bileşke ağırlığıyla davranır. Organizasyon (örgütlü düzen oluş) bileşke modülasyonlardaki görüntüleri veren enerjini olay ve olgularıyla da hep akışlıdır.
Birbirine göre olan en az iki yapı ya da basit bir işlevle olan “düzenli elemen ter ilişkinlerle” olan bir organizasyon ya da örgütlü yapı oluştaki ahenkler, bağ enerjili durumun düzen bağı halidirler.
Genel bütünlük içinde bir işlev bağ düzeni ile kopup izole olan yapılar; hem koptukları düzenin bağ ilişkisini hem kendi atom ya da moleküler bağ yapıdan kaynaklı eksiğini tamamlamaya yönelen bir yük hareketi ile davranırlar.
Varlığın yokluğa, yokluğun varlığa dönüşmesi gibi genel duruma göre pozitiflik negatifliğe, negatiflik pozitifliğe dönüşmekle eksikli boş oyuk alanı olmakla dolabilen; tamamlanır olan aktifiyle bu elemen terler bu polarma yük hareketi ile davranırlar. Ve elemen ter olanlar böyle bir yönelimledirler.
Bir bağ hareketi yine gelip geçişi durum değişmesi ile denge içinde olurlar. Bu denge içinde olmanın her bir karşılıklı bağ hareketi nedenle o işlev durumlar da aktif savunma yanında pasif savunmaları yanında elemen terler bir de nötr (yansız) etki olan üçüncü hal ile davranırlar.
Bu davranış temel ve tüm yapı ve var oluşlarda ortak karakterdirler. Bu polarma elektrikti manyetik çekme ve itme seçiciliği nedenle işlev durumlar çevresinden difüzyon hareketlerinin başlayıp durması için çevrelerine de bir etkime ve etkilenmenin difüzyon geçişini oluşurlar.