İçimdeki kuşlardan davacıyım.
Mevsime yakışmıyor hiç birinin neşesi
Belki öykündükleri çiçeğe de
damlamıyor
Huzurun ruhu ve duası.
Öfkeli beyitlerin kıskacında dünya
Dünle günü öğütenlere nazire yapan
Sakil bir yürek sesi ile
Sahip çıktıkları mevsime bile…
Kiracısıyız bu vücudun:
Elemin tepetaklak olduğu
Kaç hutbede yansır ki yüreğin dokusu?
Hangi şiire nispet yapar gece?
Ve küsmeden kendimize?
Şahit tuttuğumuz bir tek yaprak:
O da evsizliğine tutsak.
Dalında yeşeren umuttan yana
Alamamışken nasibini
Öykündüğü mevsime gebe şehir sözüm
ona.
Hangi bahar gelecekti kıştan sonra?
Deryalar da firar etti cihandan.
İki yakası bir araya gelmeyen
Bir ölümlünün güncesi:
Bazen bulutlar bazense hayat
darmaduman.
İşkillendiğimiz bir nispette
Bazen solu saf tutup
Sağdan gitmeyi ertelediğimiz:
Aşkın akışında şen şakrak mısralardan
Medet umduğumuz.
Gömülüyüz hazanın raksında
Şefaat bekçisi
Üç beş şarkıdan da alacaklı.
Bazen yüzsüzlüğe yüz sürüp
Hanidir doğamızın tetiklediği
Bir menfaat adeta
Varlığın iri yarı cüssesi.
Oysaki avuç içi duygular
Hayatın rahmetine vakur bir bakışla
Nasıl da perdeler dünü ve hüznü.
Şaibeli göğün bekçisi
Kuru sıkı bir tebessüm.
Aşka nifak sokan özlemin nüansı
Hep elemle perdelenmiş
Yüreğin kaptı kaçtı sevdasında
Başı yana düşmüş meleklerin
Hayatın ikircikli yüzsüzlüğünde
Ölümü şahit tutan
Bir araz
Başucumuzdaki defterin yırtık
sayfası.