Kutsallığın doğasında şiirler
öykünmekle meşgul…
Ritmi olmayan hangi kalpte saklı ki
Günyüzü görmüş bir şiir?
Alacaklı olduğu aşka da münazaralar
sunan
Beyitlerin gölgesine serilmiş bir
şair edasıyla
Sektiğim değil ektiğim düşlerim…
Hem de çatı katında yalnızlığın
Yaşın tesellisi yas’a muadil bir
hıçkırık.
Kelimelerin mizacında hep yenilgi
Bakir sularda açan nilüfer çiçeğinin
erbabı
Aslında sevginin büyüteci.
Büyülü atmosferlerin şakıyan
imgeleri…
Somurtuk bir nüans:
Şaibeli sevgilerden aldığı tadı
değişmez belki de
Kimi şairi ölüm öncesi
Hecelerken son dizeyi:
Adeta bir sure belki hiçliğin
dokusunda
Yanlı bir hikâye:
Kahramanı en baştan yenik düşmüş
hayata
Gazabı olsa olsa hayallerin
Deli fıtratında seğiren gözün
temsilcisi
Her kırpış adeta
Flörtöz bir edayla
Kuş kondurduğu bir şiirden nemalanıp
Yine yüreğin yasası en muteber hüzün.
Belki kayıplarda şairin yetisi
Belki yetim dizelerin öncüsü sair
özlem
Konuşlu olsa olsa yârin yaşattığı
O devasa acıda bir bir örtüşen
Mağlubiyetin esiri kendince
Hükmettiği ömür
Oysaki en patavatsız sunumu kaderin
Varsa yoksa mevsimin ikircikli
düşleri.
Nazarında bir ikilem doğan yine
Yüreğin ikliminden:
Hazandan yana olsa derdi ne ala!
Varsa yoksa Eylül düşlerin,
Sevgilinin peşinde sarı bir yaprak
Saçlarına takılı o revnak toka
Göğün de rahmeti name name yağarken
Şairin kar yüklü tepesine.
Kükreyen bağnaz bulutlar:
Aşkın cefası elem yüklü kanatlar
Varlık hepten şaibeli:
Metazori bir gülümsemeyi bile
esirgerken Tanrı.
Suretlerde şahikanın sancısı:
Sevgilini nazarında efil efil esen
iklimin teninde
Doğurgan bir acı…
Hakkın sunumu madem
İçli dışlı olmak başımızın gözümüzün
üstüne
Matemin dolgusunda
Siyah beyaz bir eda:
İnkârı olsa olsa hazanın
Oysaki en muteber hüzün
Yeknesak kelamdan damlayan…
Dik başlı acılarla örtülü
Göğün dokusuna eşlik eden
O beyazımsı tül:
Ne şehrin akı
Ne şairin duvağı:
Elde kalan sadece dünün reva gördüğü
Masumiyetin yine dünden miras beyazı.
Aksayan bir ritm:
Varla yok arası döngüde hengâme
Kayıtlı her imge ait olduğu satıra
Oysaki büyülü bir rota izafi döngüde
kutsanan
Satırları yalayıp yutan bir öğrenci
edası:
Kestirmeden bir cümle:
Hayatın öğüttüğü değil
Benliğin övündüğü günce.