Monolog Röportaj- Feryatlar Neden Duyarsızlık Hissizlik Duvarlarına Çarparak Geri Sahibine Dönüyor?
-Sayın Gülveren dünyada bu kadar savaşla insanlar ölüme terk ediliyor feryat figan içinde, bu feryatlar neden duyarsızlık hissizlik duvarlarına çarparak, geri sahibine dönüyor? İnsan olduğunu İnsanlar neden kavrayamıyor? Bu feryadı duyması gereken insanlardır hissiz taş beton duvarlar değildir.
-Siz kısaca özetlemiş oldunuz
diyebilirim. İnsan aklı gönlü her türlü duyguları hisleri duymasına
algılamasına rağmen, günümüzde buna bir sınır çizilerek, çıkar ilişkilerine
dayalı bir algı duygu ve his haritası çizilerek bundan gerisi ne duyulur ne de
hissedilir olmuş. Bu
nedenle insan fert olarak kendisinden başka, insanların hayatı hayalleri boş
sayılarak değersiz anlamsız sayılmış, sadece kendi çıkarı hayalleri umudu
geçerli sayılmış, bu yolda insan sadece kendi hayallerine umuduna varmak için
diğer insanları, değersiz duygu ve hisleri hayalleri anlamsız değersiz sayılmış
yok edilmiş, sadece insan kendi hayallerine ulaşmayı değerli saymıştır. İşte
gerçek burada ortaya çıkarken bunu geçersiz saymıştır, insan fert olarak
kendini kral tahtına layık görmüş, diğerlerini kendine bir köle olarak görmüş
ve ezmiştir, bugün büyük resme bakarken bunu görmemek için kör olmak gerek! Neden? Niçin? Ne diye? Ne hakla? Diye
başlayan sorulara cevap aramak boşuna çünkü cevaplarını saklayan insanoğlu, bu
soruların sadece duvarlara çarparak sahibine geri dönmesi için onca gayret çaba
içinde, kendini insanlığını kaybetti maalesef!
-Kısacası, mantığın insanın karakteri ile
merhameti ile buluşmadıktan sarılmadıktan sonra bir manası ve değeri yok
diyorsunuz? Tümceler mantıksızlık çıkar ilişkileri ile çevresi sarılınca,
anlamsız değersiz anlamı olmayan kelime sözlerle insanı değersiz kılıyor, anlatılmak
istenileni söz kelime anlatamıyor, kifayetsiz kalıyor gönül merhamet merkezine
uğramayınca, bunu mu demek istiyorsunuz?
-Evet, aynen dediğiniz gibi, önermeler
ferdi işaret ettikçe, toplumu hiçe saydıkça, insanlık bu feryatları duymaz olur,
bu feryatlar duvarlara çarparak asıl sahibine geri döner. Akıl yürütme yöntemi
fert için işliyor ve çalışıyorsa, insanlar parça parça soruların cevapları
parça parça, hayalleri düşleri paramparça olmuş değersiz kalmıştır. İşte
günümüzde onca gereksiz çıkar savaşları sömürmek için yola çıkanlar ve onların
zulmünü görmeyen hissetmeyen insanlığın hali ortada aşikârdır… Bu
demek değildir ki ”bana dokunmayan yılan bin yaşasın” insanları soka soka
öldüren yılan, yarın sokacak insan bulamayınca, gelip haliyle sessiz kalan seni
sokacaktır bu gerçektir aşikârdır göz ardı edilmeyecek bir gerçektir, vesselam.
Mehmet Aluç